Given an infinite universe and infinite time, all things will happen. That means that every event is inevitable, including those that are impossible. And it's as good an explanation for all of this as anything else. Now, a lot of stories start in bars, so that's where we're going to start this one. Not because I was there - I wasn't. But because it's a damn good introduction to a very unique... fellow.

Cuma, Aralık 29, 2006

yok bile

aptal yılbaşı işte bu aileyle..
sanki gecen yılbaşımı maffetmediler, sadece yılbaşı diil sanki o gun benim butun hayatımı etkilemedi gibi nasıl davranabiliolar, butun sene o gunun yukunu kaldırmaya çalıştım, kendi gozleriyle gorduler benim yokoldumu, ölece gittimi.. kendileri buna son vermek için sahte mutluluklara başladılar ama ne var bu da sökmedi, tekrar başladılar, bense hala giderek yok oluodum üzerinden tam bir yıl geçti. peki ne değişti hiçbi şey.
benim için ne deişti, tahmin bile edemezler, artık geleceimi net olarak çizdim eet bu bi yıl bna tahminlerinden çok daa fazla şey ööretti

deiştim ben ama onlar o yaştaki insanlar bu beceremedi. ben 17 yaşımda onlar kaç kimbilir..

hayat

döngü

"nasıl işler böylesine çığrından çıkmıştı?

sonra birden anladı: İlaç. hapı yutmuştu, uyanmıştı ve sonra... ne olmuştu?

belki şizofren olmuştu, belki de bir nöbet geçiriyordu ve Rus mafyasının peşinde olduğunu sanıyordu. ama bu imkansızdı. her şey gerçekti. hapı almadan once kaybetmişti nikolaev'e parayı. tamam, son bir kaç dakikadır herşey garipleşmişti, ama bu Caine'in kendisinin garipleştiğini anlamına gelmiyordu. Öyle değil mi?

belki de bu bir karabasandı, ilacı alınc görmeye başladığı bir kötü rüyaydı. hayal görmediğinden emin olmak için kendisini çimdikledi. canı acıdı ama bu herhangi bir şeyi kanıtlıyor muydu? belki de canının acıdığını hayal ediyordu. bu, sonsuz bir mantık döngüsüydü, ya da mantıksız bir döngü; hangi açıdan baktığına bağlıydı insanın. halüsinasyon gören, olmayan şeylerti gören biri, böyle bir şey yaşadığından ya da yaşamadığından nasıl emin olabilirdi ki?"

Perşembe, Aralık 28, 2006

küçük kıyamet

eski şehirlerimizde ölüler ve diriler birlikteydi.

servilerin suskun hüznüyle insanların canlı neşesi birbirine karışırdı.

gün geldi modernleştik.

hiç ölmeycekmiş gibi yaşamaya başladık.

böylece ölüm korkumuzda nitelik değiştirdi: "öte dünyaya hesap veremeyecek biçimde gitme" korkusunun yerini batıdan ihtal "öte dünyadan hesap sormaya gelecekler"den korkma aldı.

yeni mezarlıklar gözden uzağa; varoşlarında ötesine yapılırken, iç dünyamızda ölüm fikrinden
uzaklaştı.

bir düşünün; her sabah zincirlikuyu mezarlığının önünden geçerken "her canlı ölümü tadacaktır." yazısını görünce tadı kaçan modern insan, keyif çatmaya gittiği yazlığının terasına çıkınca küçük bir mezarlıkla karşılaşırsa ne olur...

işte bugun gittiğim film böyle bir duygu yaşatıyor. küçük kıyamet!

sonra da..

sakinlerinin hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadıkları büyük bir şehrin bir gün dev bir mezarlığa dönüşebileceği gerçeğini anlatıyor.

insan ruhunun binlerce yıllık "genetik korkular mirası" açısından bakılırsa deprem çok farklı bir felaket.

çünkü insan saklanır. dam altına sığınma eylemi gösterir.

felaketten korunmak demek saklanmak demektir.

ve ev, herşeyden önce koruyucudur.

ama deprem insanın güvenlik merkezini yani "ev"i yerle bir eder. bu yüzden saklanarak kaçılamayacak bir felakettir.

nitekim gölcükteki depremden sonra yapılan psikoloji çalışmalarında doğrudan "deprem korkusu" diye bişeyin tasnif edilememesi ama "kapalı yerde sıkışıp kalma korkusu"nun öne çıkışı ilginçtir (yoo değildir aslnda)
.
.
salondan çıkarken duydum kadının derken kızına "sen hala köpekmiş, akrepmiş kork. al buyur işte"

Pazartesi, Aralık 25, 2006

demain

aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa yarınnn beklenen adam geliooooooo
ali&ceren&nazli

on t'attendai pendant les jours et les nuits.
quand on etait tout ensemble on parlait toujours de toi
on t'attendai
et voila
tu est venu
si demain n'arrive jamais
qu'est-ce qu'on va faire
qu'est-ce qu'ils comprennent les ukraines de l'amour et de l'amitie..
nous t'aimons!

Perşembe, Aralık 21, 2006

hayat

hayat degildir ki sadece gidip gelmelerden ibaret olsun. Ya da bi isyanla butun dengeler değişsin tarih bunları yazsın, sonra cocuklar okulda okusun da sınav olsun. Hele hiç değildir o isyanlar yapılırken dusunulsun ki ilerde bundan dolayı cocuklar not alcaklar belki benim bi adamı fazla öldürdümü yazıpta o dersten kalcaklar.
hayat değildir ölümle yaşam arasında gidip gelme. hayır aslında belki de tam anlamıyla budur. ölüm ve yaşam arasında ki şeydir hayat. Ne tamamen kaybetmek ne de eet kazanabildim demek. O siyah ya da beyaz değildir. Renkli bişeler vardır onda gerçekte sadece gri olsada. Küçük ayrıntılardır ona renk katan. Biri gelir mavi yapar öbürü sarı katar. Olur sana yeşil.
Karşına sınav çizelgeni alıp aynı gune koymuş o en onemli iki sınava bakıp bi bardak kahveye elinin çarpması ve herşeyin daha berbat bi hal alması değildir hayat. Okuduun kitabın içine koyduun en sevdiin ayracını kaybettiinde kitabında hangi sayfasında kaldına mı uzulmek ya da ayraca mı uzulceni dusunmektir belkide hayat.
Butun bi kagıda kalpler çizmek değildir hayat hiç bi zaman ya da aynı kağıdı "nefret edioum"larla doldurmak. Bunları gidip bağıra çağıra çığlık atarak sölemektir gerçek hayat!

üşenme, vazgeçme, erteleme olayına uymakta değildir. Üşenmektir, Ertelemektir hayat ve bunlardan zevk almak, vazgeçtiğini anlayınca da kendinden nefret etmek demektir.

üzerine sıcacık bi kazak alıp onun soğuk bi gunde sni ısıtmasını beklemek hayatı yaşadığını sanmaktır ama oysa öle değildir, gelip o sıcak kazağı sevgilin vermesi ya da yanında sevgilin varsa çırılçıplakta olsan o karların üstünde üşümemektir.

ya da bazen insanlara zorla olsada laf annatmaya çalışmaktır, onlar seni dinlememekte ya da anlamamakta ısrar edip kendi dediklerinde kalmaktadırlar.

işte hayat böle bi anda mutlu şeeler yazarken karamsarlığa donebilmektir.
ii bari yaşıoum o zmn!

Cumartesi, Aralık 16, 2006


iyi ki doğdum

Çarşamba, Aralık 06, 2006


kendime salata yaptım

Pazartesi, Aralık 04, 2006


arka sokaklar

nouvelle

damarlarına baktı!
hiçbir şeyi kabullenmeyecekti!

hayatı seviyordu, başkaldırıydı bu!
evet aşıktı hemde deliler gibi yoksa ona bu tutkulu yazıları yazmak nerden eserdi.., derslerde aptal hatalar yapmak, ama okudu ve sonra bişeler yazmaya başladı ilk cümleyi kurdu, evet evet ilk cümlesini yazmıştı ama farklı taklit bişeler yazmak isterken, bi anda kendine baktı.
hayır dedi ve farklı bişeler yazmaya başladı, yazarken geliyordu yazmak istediği daha doğrusu değiştirmek istediği herşey.
önce okul vardı, notları böle kalmayacak artık değişmek gerekiyordu. kitaplar vardı okumak istediği, dünyaya uyumak üzereyken demek istediği son söz "onu" okuyamadım olurdu ve bu olasılığı en aza indirmek istedi.

daa önünde 2 ayı daha vardı. neye yetmezdiki bu zaman.
sevgilisi vardı, evet mükemmel bi sevgili!!!!

o zaman bu yazıyı bitirmeye karar verdi!
une nouvelle vie!
cesaret edilinebilecek bir şey değildir.
ancak cesaretli bir kişi zamanla, çeşitli etkilerin sonucu olarak, korkaklaşabilir.
aşk, bu zamanla korkaklaşmayı anlayışla karşılamaz.
aşk en geçerli bahaneleri bile rahatça gormezden gelecek kadar acımasızdır.
cünkü değeri buna müsade etmeyecek kadar fazladır.
cok buyuk paralarla, cok değerli eşyalarla, en guzel şehirlerle aşka para biçilemez.
bu bir karşılaştırma değildir.
aşk hafife alınmayı kaldıramaz.
aşk, önemsenmediğini hissettiği yerden sessizce ama birdenbire uzaklaşabilir.

w.w.a.d!?!

insan psikolojisi evet karmasik bi yapı bi yere kadar anlaşılabiliyor.
kisi zaman zaman basa çıkamadığı olaylarla karşı karşıya kaldığında aklını zorlayabiliyor ve normalde dusunemeyeci kadar farklı çözümler ve alternatifler üretebiliyor.

ve olasılıklar
aklı, mantığı bu dusuncelerin kendi kafasından geçiyor olmasını kabul etmek istemiyor.
bu çok ince bir çizgi, insanı kendinden soğutabilir
böyle bir durumda
sizi dehşete dusuren o dusunceleri pek önemsemeden, hiç telaşa kapılmadan, bir film izlemenin sakinliğiyle geçiştirmeniz gerekiyor yoksa ortaya çıkanlarla baş edemessiniz

what would audrey do in a situation like this!?!

Pazar, Aralık 03, 2006




ölümüne kankayızzz

ay hayır böle bi yere bu kdr ezik bişe yazmak istemesdim ama alın bi de burdan bu halimle bakın dedim olmadııım kadar kaliteli, şımarık, kendini beenmiş ve ukala hissedioum kendimi. böleyken


Cumartesi, Aralık 02, 2006

SENİN VARLIĞIN BENİM VARLIĞIM

sonuç:

bugun hayatimda deer verdiim insanlardan birine hedie almak icin taksime gittim once. kadıkoyden vapura binip kahve sigara muhabettine girdim sora tunele geldim. karakoyun klasik goruntuleri sahilde balık tutan insanlar, restoranlara gelin die çaaran sahipler ve tunel kuyruu..
sora TAKSİM. herzamanki deişik haller, bissuru farklı iş içerisinde insanlar... sevgilimin çıkışına geldiim gunler geldi aklıma.
orda burda muzik calanlar, aradan gelen fransızca almanca kelimeler, cafelerde oturan insanlar, kiliselerde ki kutlamalar ve st. antoine.
yani taksim işte gecesi guzel, gunduzu guzel.
asılmış afişler. direc-t eksilimonda!

ve simdi iste evdeim, aptal irenc bi çin yemei yiyemedim tabi... ya da midem almadi bilmioum ama artık bişeler yemem gerekio.

aklima ilerki evin halleri geldi.
ben snle eve gelmis olsam, beraber butun gun dolaşmış olsak.. eve gelince beraber masaya oturup bişeler yesek, sora battaniyeyi ustumuze alıp kahve içerken gone with the wind seretsek! iste hayatında yasadıın en iyi orgazmdan daa buuk bi zevk!!!
tamam olayı hemen onlara vurmaalım=))

seni sevioum!!!

yapmam gereken tarih sunumu var, hazırlamak lasım, alttarafı bi kitap nie bu kdr kafaya taktımki, bu benim işim!!=)

kendimide sevioum!!!

tumevarım: biz mukemmeliz.

doumgunun kutlu olsun alicim

aslnda bu resim senin pastan diil ya da ustunde snin adın yazmıo, benim yeğenimin ikinci yas pastasi ama olsn sonucta pasta. dun saat 00.00 dan itibaren dogmus bulundun.. ve de ii ki varsin cnm

dun gece dogum gununu kutlamak icin saatin gelmesini bekledim ama sora kotu konusmalar fl n geçti. turkey-ukraine arasinda. neise simdi herkes mutlu.. bu yine senin sayende oldu, sen bizi sakinleştirdin nazlıyla birlikte. seni seviouz hepimiz alicim
hediyeni buluşunca vercem hads mumları ufle!!

Cuma, Aralık 01, 2006

breakfast at tiffany's


AUDREY HEPBURN
elimde kahve ve criossant, tifanny'nin önünde geceden kalmis elbisemle, kocaman gozluklerimle..
sabah
kahvaltı etmek

just!

duvarda abuk subuk resimler var, yazılar, film afişleri, yada çizimler...
yatakta yeni kırmızı bi örtü var ve eet itiraf etmeelim çok ateşli duruo, yan tarafta armut koltuk var üstünde kırmızı bi örtü: UYUM
raflar zaten hepsinin bi anısıu var dusuncesiyle dolu! bi de pano: guncellenen. masanın ustunde test kitaplari, defterlerle dolu, içi boş bi kahve kupası, bi önceki geceki dus sorasindan kalma sac fırçası ve fransizca sozlukler.
dier tarafta bissuru melekler, bazıları yan dusmuş dierleri hafifçe gülümsüo.
insanı bakınca gulduren iki tane çiçek, peluştan ve dier bussuru peluş oyuncak. arkadan belkide duruma fazla uymayan sublime çalıo! ama ben bu tezatlığı sevioum. daa kişisel ve özel duruo.

peki ya benim tarafımdan dusulunduunde.. ustumde yeşil bluz, altımda pijamam, kollarmda kesik izleri, belki zayıf bi vucud, kıvırcık saçlar, ve koyu renk ojelerle etrafa şirin şirin bakıoum. belki de burda ki herseye tezat olan smoke two joints çalmasi diilde, benim oluşum!
coffee and cigarettes in dvd si masanin ustunde duruo... bugun aldim, eve gelmeden, akşam serederim dedim.


hediye hazırlarken kesilmiş resimler, okunmadan yırtılmş dergiler..

işte böle bi yer!

.
.
.
.
.
.


i see a red door and i wanna paint it black, no colors anymore i want them to turn black, i see the girls walk by dressed with their summer clothes, i have to turn my head until the darkness goes.
i see a line of cars and they're all painted black, with flowers and my love both never to come back, i see people turn their heads quickly look away, like a new born baby it just happens everyday.
i look inside myself and see my heart is black, i see my red door and it has been painted black, maybe than i'll fade away and not have to face the facts, it's not easy facing up when your whole world is black!

kış geldi

ve dogal olarak dogumgunumde geldi demek oluo buuu!! ben bi kış cocuyum.
hatta dogduum gunde kar yagıyomus. 11 ARALIK
asil amacim dogum gunumu yazmak diildi ablamla konustum simdi hediemi almis acaba ne aldi..

Çarşamba, Kasım 01, 2006

sone

kimi nitelikler vardır-ikili bir yaşamı olan
bazı bileşik şeyler ki böyle yapılmıştır
bu ikiz kimliğin bir türlü
ışık ve maddeden fışkıran
gölgede ve katıda gorulen
iki katlı bir sessizlik vardır ki -kıyı ve deniz-
govde ve ruh. biri sessiz yerlerde durur,
uzun çimenlerde, vakur guzelliklerde,
kimi beşeri anılarda ve goz yaşartan eski bilgilerde,
korkusuz say onu: adı "yok artık"
birleşik sessizliktir o: ondan korkma
içinde kotu bir guç yok;
anma ısrarlı bir kader (amansız kader)
rastlatırsa seni onun golgesine (adsız bir peri
uğrayan insan ayağının basmadığı bölgelere)
kendini tanrıya emanet et
sorunlu olmak bir ayrıcalıktır
ayrıcalıklı olmakta bir
sorundur

..yine..

tekrar yazilar, belki de bi sene fln oldu.. tabi hemen hemen heralde yani..
çok sey deişti, bi o kdr sey de hala aynı, bazılarıda geriye dooru sarıo.
iste sınav haftası başladı. yaz ödevleri notları pek de ii olmasa gerek. ama o kdr guzel gecen bi yaza deermiydi eet değerdi. hala arkadan yazdan kalma sarkılar çalıyo.
aerosmith

aklıma gelen insan belli ztn.. daa ötesi yok!
cnm çikolotalı sut içmek istio. biraz önce tost yedim. ztn dooru durust en son ne zmn yemek yedimi hatırlamıoum. kafam bulanık. net diil bazı şeeler..

iki sınav bgn bitti. su anda tarih fln çalışıo olmam gerekio. ama önce buraya yazmam lazımdı. kendimi garip hisssettm...

yine burda, donup dolaşıp. resim yapmak istioum!

Perşembe, Eylül 21, 2006

karmaşıklık

.....
....
...
ben yazımı yazarım, yazı biter, kalem biter, gece biter ama değişen hiçbirşey olmaz. belki bi kaç zamanlığına içim rahatlar sonra tekrar endişelenmeye başlarım, şaşkın halime geri dönerim.
hayatta herşey o küçük siyah-beyaz karelerin içine saklanmış değil aslında. hepsi onların üstünde. kareler bazen büyür. o zaman herşey daha net görülür. siyahla beyaz rahatlıkla ayırt edilir. ama bazı anlar vardır ki, kareler küçüktür ve binlercedir. siyahla beyaz tam ztr renkler olmalarına rağmen bi bok göremezsin yüzeysel bakınca, içine girmen gerekir.
ben belki böle bi durum içerisindeyim. belki de çok somutlaştırma yapıp, elle tutulan hiçbirşey yokmuş gibi davrandım.
kahvenin aroması ne kadar fazla olursa olsun, kahve bittiğinde ağzında acı tadı kalır. ama içerken herşey genelde tatlıdır. sütlü, şekerli, çilekli... ilişkilerde buna benzer. en azından ben benimkilerin benzediğini düşünüoum.
kararsızım, ne istediğimi bilmioum. bi söz vardır " ya başlama ya da bitir". işte bunu yapamıoum. kitap yazmaya başladım. ilk bölüm bitti bıraktım. sayfaları orda, burda duruo. gidilecek yerler var, buluşulacak insanlar, okunacak kitaplar. herşey bi anda olsun istioum. peki ben değilmiydin, hayat güzeldir, dolu dolu yaşanmalı, herşeyin keyfini çıkartmalı diyen peki ne bokuna oldu bitti istioum. kahvem bittiğinde o açıklığı duymamak için ya ardarda içioum ya da bi bardak su.
mutsuz muyum, hayır sadece karma karışığım. dakikalarca mor renge bakıp ya huzur ya da ilham gelmesini beklioum çünkü şu anda yaptığım iş bana huzur verio.
bu yazıyı bu kalemle yazıoum. aynısından iki tane daha var o yüzden bu rengi kaybetme şansım yok. işte böyle biri oldum ben...

20.09.06 Çarşamba
Ceren

Pazartesi, Temmuz 17, 2006

yaz olayları

ya umarım yakında yazımmış hikayemmiş bitiripte yazabilcem buralara....
yazlıktaım, sıkılıoumm bidee, kitaplar kitaplar kitaplar....

creen

Cuma, Haziran 30, 2006

"beş"

okulda, sınıftan bi çocuk vardı, deniz die... bi olay olmuştu hatırlamıoum arklarla grup içinde konuşurken ceren olsa bu olay karşısında "konuşarak halledebilirz" derdi demişti. dooru sölemiş, o avukatta olcak demişti.. neisse bu başka bi olay soora annatırım

sabah tı, annem baarındı yine.. daanıkmışım, güvenilmezim, vurdumduymazmışım, mışım , mışım... şimdi de yine aramız çok ii... dengesiziz bizzzz

neisse melissa p. nin filmine gttim, her zmnki kitap-filmler, bilmioum sefmioum. psikolojik romanların filminde ortaya çıkan "sade görsellik"ten.. karakter psikolojisinden bahsetmeip sadece görsellik arıolar, buluolar. filmden çıktık, dedik birer sigara içelim, bir oldu iki oldu.. bitti..
ckm den çıkıp yan apartmanın caddeye bakan tarafında oturmuş cebimizde olan sadece 7 ytlden bahsederken bi kaç kız gelip burda oturamassınsz siktirin gidin olaylarına başladılar. neden hemen bu kdr çok tepki vererek yaparlarki.. sadece baştan düzgün bi şekilde neden sölemezler, şikayet gelio oturmaın die... kız psikolojisi işte iki güzel laf edince hemen ısınıp sımarıolar, herkez böle diilmi... iletişim iletişim c'est tout!

sigaraları içip kalktık neisse, düşündüm, üstümde basit bi tişört, klasik bi kot-kemer, spor ayakkabısı, kafamda bi güneş gözlüü, saçımıda topuz yapmışım o sıcakta. kendime baktım eet çok klasik, spor ve herhangi briydim, göze batmayan, bu sferlik... sevmişmiydim bööle olmayı?? sıradanlık... bilmem, istediim insan olabilioum, kızın teki laf atmış demiş, gotik mi süslümü belli diil.. nie insan tek bi şe y seçmek zorundaki benim kendi içimden ne geliosa giymek, o anki ruh şeeimle eheuheuehe çok eeelendim=))

marketin ordan alt caddeye inmek için aşaı döndüm, artık eve yaklaşmıştım ve de hemen gitmek istiodum, bi şekilde dışarda olmak yoruodu ve şu yazıyı yazmak geldi içimden. bi an önce yazmak için daa hızlandım ve işte oraya geldim, sevgilimle ilk öpüştüüm yere, o dar kaldırımda bi köşeydi... bugn hayatımda ilk defa aşaı ışıklara dooru yürürken yeşil yanıpta benim koşturmamı yada dier kırmızı ışııı beklememe neden olmadı, ben ışıklara vardıımda yeşil yandı... bugün ilk defa eve geldim ve souk suyla duş aldım... biraz daa souk braz daa souk, ve raatsız olmadım...
sora mide bulantım yine başladı.... bof
kustum herşeyi...
saate baktım 9.24tü-evdeydim-söz verdiim saatten daa gece kalmıştım...
eet film geç bitti, bi de iletişimsz kızlar
şimdi evde kimse yok, aslında apartmanda kimse yok.. korknçççççççç. böööö
mor rimelim, sigara paketim masanın üstünde...

olaylardan ve bnden bi haber olan babam birazdan gelir, açmısın die sormuştu hayır dedim. hayır mı pek? şimdi midemde hiçbşi yok ama yemek istemioum...

geçen yazdıım 3 sayfa yazıyı çöpe attım hala alıp buraya yazabilirim ama hem yazı çokk uzun hemde üstünden geçmek gerek.. onun yerine bi bardak kola içebilirim yada souk bi şeftali yiyebilirm yada ikisinide, sefgilimi özledim, şimdiden....

yazlıa götürücekler zorla ama ben sefgilime sıkıca sarılıp uyumak istioumm... 5 gün boyunca, beş beş beş

creen

Çarşamba, Haziran 14, 2006

yaz-yağmur durumları

ya ben yazlıma gitcektim yaa bu yaamur nerden çıktı??? bugn sefgilimle sahilde güzel güzel oturcaktık, olmadı ama olsn herşeye raamen btn tersliklere raamen çook güzeldi, buraya böle yazılar yazmayı sefmem ama olsnn içimden gelenler diilmi sonuçta???

herneise bnm amacım yaz gelirken, yaamur yağması durumydu... başka yerlere gitti...
yazımı yaziiim en iisi..

hani bi şeyi uzun upuzun bi süre boyunca planlarsın, bi şey mutlaka ters gidicektir kesin ama o şeyin havuza girip güneşlenmek planıyken, havanın kapaması bi de onun üstüne yağmur yağması olması çok kötü, hele bi de parana kıyıp o kadar bronzlaştırcı krem almışken... perşembeye hava açar diye ummak, umut etmek, olsn biz pandoranın kızlarıyız... ederis tabe =)
haziranın 13 ü bugn, güzel bi gün ama klasik 13 olayı mı acaba var: UĞURSUZluk

ama düzelsin artık hava yaa, biz ve planlarımız, gerçekleşmek zorunda.. herşeye rağmen
yaz planları, okulların bitmesine yakın, son sınav notları ii gelen insanckların hayallerinin gerçee dönüşmesidir, hayalden çok bi "plan" nitelini almıştır artık. ve de o da gerçekleşmek üzere bekliodur. ama benimkinin üstüne yağmur yağdı sel bastı napcam ben....
herşeyimi de almıştım, yarın sabah çantamı hazırlcaktım, nie nie nie...

ya ooof üzüntüm üzerine sayfalarca yazıp, sıkılabilirim, okuyanıda sıkıp, bidaa okutturmaabilirm ama yapmicam işte, kitaplarım, dergilerim bile vardı okicaktım hepsini, neise yaa 2 gün kötü geçer hava açar mutlanırım...

buraya da mutlu mutlu yazılar yazarım, internet cafede dondurmaı yerken..
yarın beyaz eteimi, renkli bluzlerimi, converselerimi, pantolanlarımı koycam, bikinimi pijamamı koycam, diş macunumu ve klasik yazlığa götürülmesi zornlu olayları koycam, mutlulumu koycam, perş. günü istanbldan yokolcaam, sefgilimi özlicem.. hemde çook, yazlıkta bu karmaşadan uzak sevmli sevimli kolamı içicem, btn bişi yememenin keyfini çıkartıp, müzik dinleip, kitap okicam, kızkıza dedikodu yapcam, burdaki hayattan uzaklaşcam, kahvemi içicem..

ama şmdi ben koca koca esnioum, köpükte uyumuştur, bnde biraz kitap okiiim, yrn uzun olcak, yorucu olcak ertesi günde gelcek...

iii geceler dünyaaa
ii geceler prenses!!!=Pp

sordum

hayatta bazen çok kırıcı olabilrsin, karşındaki insanları hiç düşünmeden sadece o andaki ruh halinle hareket edip.
evet belki o an kötüydüm ben napabilirim desende, karşında o seni çok seven, senin her zmn yanında olan, sana değer veren kişi kendini nsl hissedio hiç düşündün mü?
bu o anda o salak hareketleri yaptıın insan diil belki ama, mutlaka biri de sna başkalarnın içinde ya da yalnızken kötü davranmışdır, nasıl şeyler hissetmiştin, o anda ona sinir mi oldun ya da cevabını yapıştırmak mı istedin, hangisini istedin de yapamadın, ooh içinde patlasın işte, karşındaki insan da aynı şeyleri hissetmesi güzel diilmiş dimi?

bu yazıyı neden yazıosun, belki bi yerlerde bunla ilgili bişiler okumuşsundur belkide içinde kendini bulmuşsundur, insanlara ters davranman ama karşındaki insanın sana sevgisinden dolayı cevap bile vermemesi...

o anda kendini kötü hissettin belki ve karşındaki insana da öle hissettirmek istedin ama bunun yerine onun sana kendini iyi hissettirmesini sağlayabilirsin, herşey daa kolay daa mutlu olur..

peki niye hayatta kolay yollar varken zoru seçipte boşu boşuna olayı zorlaştırmak, aynı sonuca varcaksan... hmm???
sorarımm heep

Pazartesi, Haziran 12, 2006

Önümde ağır bir pencere var
açıp ardına geçip, ışığı görmek
ya da sadece biraz aralık
farketmez
arkamda üç kişi var
önü dönük birinin sadece
gözleri kapalı, umudu kalmamış
zaten burda ışık yok, aydınlık yok
sonsuz bir karanlık, bir de pencere
açıkmış kapalıymış, gözler farketmez
insanların, etraftakilerin yansıması
pencere arkasındaki ışıktan o da
olmasa da farketmez.
burda gri olmamalı, sadece siyah
sadece beyaz
pencerenin önü veya arkası
o an pencerenin arkasında bir karartı
orda biri mi var?
yavaş yavaş büyüyen bir sis, karanlık
artık içinde bulunduğum yerde
hiç birşey görülmüyor, yansımalar yok
öbür tarafta da mı aynı şeyler oluyor?
aydınlık karanlık, karamsarlık oluyor.
ama yok muydu mutlaka bir umut, bir iyilik?
şimdi sadece sessizlik var...

-creenasli-

Pazar, Haziran 11, 2006

yeter yaa ooof...
odamda bile daral geldi içime camı açıp baarınıp çaarınmak ve deli gibi aaalamak istioum, daraldım, sıkıldım, ölüoum...
arkadan kargonun öyle sarhoş olsamki remix çalıo.. sözler fln, melankoli de yok bu akşamda boktan bi akşam, sabahtan beri sefgilimle abuk subuk kavga ediouz hala da öle.. aynı muhabbetin çevresinde.... napabilirim çalışmadım matematik, çalışmicam da bugun. başlayamaıdm çalışmaya, ne var yani bu kdr büyütülcek tamam belki yarın buluşabilirdik ama napabilirim yaaa ooof

yazıcak halim bile yok sadece aaalamak istioum...
bye!

Perşembe, Haziran 01, 2006

halının üstündekiler

sıçiim ya...
of yazıo şöle başlamaı hiç sefmioum işte, yine böle başladın sefimsiz insan, ne oldunu düşünüosun, şrin oldunumu ya da güzel, diilsin işte suratına bak bi aynada sabahtan kalma göz kalemi öksüre öksüre aaalamaktan iirenç duruosun işte, bak bakalım şirinlikler yap aynaya, sen hala aynı insanmısın...
bazı insanlar mutluuu snde arıo, yok ama, hani sen özelsin ya.. herkezle aynı ortamda takılamassın, haha gül bi de kendine, daa neden olduu belli olmayan bi bozuklukta var fiziinde artık seksi de diilsindir belki, bunları duymaya ihtiyacın var ama eet sadece hakettinnde bunları duyabilirsin unutma!!
alternatif takılıp, yerlere kusup ego tatmini yapan insanlara mı özencen? sen kendinden arkadaşlarından ailenden ve sefgilinden ibaretsin, şu anda da onların hiç biri olmadına göre, sen de yoksun demektir.
intiar ı güçlü insanlar mı yapar yoksa zayıflarmı?
güçlü insanlar mı herşeyden vazgeçer zayıflarmı?
eet zayıflar vazgeçer... güçlüler her zmn yaşamaya devam eder!
fzl realist ama işte realist!!! peki bugn sna bunu düşündüren neydi? o aptal matematik sınavımı? aldıın saçma sapan "sna yakışmayan" notlar mı?? eet belki ailen bu olayın nedeninin bi not oldunu duysa kendini suçlu hssederdi ama neye yarar?? kimi bırakamadım bu sefer he? annenimi? arkadaşlarını mı? sefgilini mi?
eet kesinlikle iki kişi dooru burdan... yüzüne ztn bakamicam insan, sana yazını zehir etcek insan annen diymi, onunla bi alakası oldunu sanmıoum herneise
eet sen güçlü bi insanmışsın, zayıfsan ztn yoktun şu anda... insanlar bi hafta sni konuşup sora unutup giderlerdi.. bi çok insan ebediyen cevapsız kalırdı, senin yanıtlamadıın sorularda ama bunun pekte umrunda oldunu sanmıoum..

sen önce kendine biraz bakta, bi aynada yüzüne bak, haline, acınıcak haline bak! yine mi bu aptal yerde kendini bulmaa başladın, yine mi bu yazıyı yazdıktan sonra raatlicaksın, hyr işte hayat bu diilki, hayat güzel bişi ve herkezin layık olması gerekio.. bi not yüzünden de artık layık diilsin, hayat senin için güzel diil, hayat sen varsın die güzel diil, ya da sen yaşadıın için, o senin çevrendekiler için güzel, sen de ondan bu yüzden yararlanıosun!

şimdi git yine kus, yine ağla belki bişiler düzelir...

creen

Çarşamba, Mayıs 31, 2006

daa çok var...

yeni saçlarına kavuşmuş, mutsuz ama kendinden mutlu, sıcaktan bayılmış ama yine de oraya buraya öz. elinde bio defteriyle moda-çiftehavuzlar arası gidip gelen bir küçük insancığım.
son sınavlar kalmış, mattan nolcaaa bilinmio , fransa kesnleşmiş gibi, ve ukrayna kötü bi yer işte...

madame bovary, yani emma, hala benle... cuma günü bitio, haftaya cuma da hepsi bitio... sora özgürüm, bioloji yok,fizik kimya yok...
yazı yazmak sadece yaamurlu havalara, kahveli aaaz tadına ya da depresif zamanlarda kalmış sanki.. şimdi hiç biri yok. iki yol arasında kalmışım: okul ve ev
sanki btn olay orda bitmiş, herşey sadece ordan varolmş gibi.. düşünmek şöle bişi: penser en français, vivre comme une française, faire l'amour comme une française.. işte hepsi bu kdr..
önceden ben yoktum bni onlar yarattı mı denilmesi lazım bu okul bitince, eer kusmumuz bile fransızsa.. eet bu gerçekten genizden gelirdi.. tout a fait!perfect like the fuckin french people.. whtever!

bgnde en son sıfatımı duydum.. kokoş gotik! çok hoj diymii, ben çok sefdm.. küçük insanların küçük insancıklara taktıkları isimler, komik ama eelenceli

ya ben çok mutsuzum sefgilim yok, burda diil, yanımda da diil, hiç yooook... eskiden upuzun, felsefe kokan, insanları bayan bu yüzden okumadıkları ya da tamtersine çok havalara girdiim küçük durum öyküleri yazardım, şimdi ne blogu açıcak halim, zamanım var ne de gereim...
ya böle çok doluyum, meşgulum ayaklarına flnda yattııım yok, sadece hani derler ya gün yetmio, eet sınavlar benleyken gün asla yetmio... belki hala havalara girdimi, "aPTal büyükler gibi" davrandımı düşünenler var.. sanki onlar hiç yapmaslarmış gibi, ama cidden sınıfta kalmak söz konusuyken bir varmış bit yokmuşlara gerek yok, hayal kurcak ya da umut edcek ya da herneise yapcak zaman bile yokken.. (en masumları için bile) yaa gerçekten..

upuzun yazılarmış, peki bu oldumuu?
yaa cerencim, ik notayla o sözlere beste yapma işte, yazıyı da salla artık, sefgilin msnde , çok ösledin onu...
cuma
cuma
cuma

resimlere baktım, şarkılarda kendime "tip"ler buldum, onlar oldum ya da serettim başkalarını, manto dinledim, kitap okudum, resim yaptım, yazı yazmaa başladım kaadı yırtıp yataama attım, okulda sıkıldım, eve dönmek istedim, bazen kaçtım, bazen teslim olup sadece uyudum, bi ders kalıoum die üzülüp dier ders nssı olsa geçicem die sefindim, sort of people who.. denildim
kiraz yedim, olmayan bebeimle oynadım, sefdim fln eelendim...
ama vakit geçmedi... hala çarşambadayız... perşembesi-cuması-cumartesisi...

küçük insancıklar bekler, napalım... ama tavşanın tüylerinin üstündeim ben hala sansım var, dışarı çıkmak için, yanımdakileride benle götürmeye..
ne kdr olmş?? 20 gün fln mı?? yrn yeni bi ay.. ne güzel..

Çarşamba, Mayıs 10, 2006

küçük bi kutunun içinde herşey

zayıflamışmışım, üzüliimmi seviniimmi? pfff herneise
parmaam hala sakat, yazı yazarken ööle acıo fln.. şimdi de acıo, klavye ye değdikçe.. o da neise
fizik sınavı ok! mat? bitcek-bitcek-bitcek

evde yapıcak bissürü şey var, hava çok güzel, ama benim içim sıkılıo, cuma günü gelse biran önce, sora yine sınavlar yine sınavlar. yaz gelse, fransaya gitsem, gitsek..
şu sınavlar bitsede bende of ceren bunları yazcanaa git biraz daa çalış demesem kendime, upuzun yazabilsem pfff
.
lavieestbelle
.
.
creen

Cumartesi, Mayıs 06, 2006

.

yazcaktım ama hepsini sildim ve deee acaip mutluuum böle yapmaktan
yazmicam işte

Pazartesi, Mayıs 01, 2006

bilmem ki ne bu?!!

sanki hiç bir zmn yokmş gibi
etrafta sadece sessizlik vardı
göremeden ilerisini
ilerledim, devam ettim, yoktular
arada bi ses duyuluodu
buğulu, o flu (ymş) denen yerde yannızdım
aslında herkez ordaydı
belkide ben yoktum, farkedilmeden
önümdeki sigara dumanı beni iice yokediodu
artık tam annamıyla kaybolmuştum
ya da sadece çok alkol vardı


creen

une texte symboliste

pfff. ödevide yannış yapmışım. önümde o kdr zaman boyunca uuraştıım kağıtlar duruo. yanında ajandai yanında hala bitmeyen kitap--antigone. belki bi kaç bşii daa. önemli diil. tek tek çevrilen cümleler. fransızcaymış hıh. la vie n'est pas ce que tu crois. belki 15 dklık açıklama. hayat küçük zevklermiş, bizim inandımız şekilde diilmiş. so What?!? hee bi de insan çok fzl idealiste olmamalıymış.. herneise bnm yazcaklarım bunlar diildi.
aazımda hala sank i o zmndan beri hiç bişi yememişim gibi hala onun tadı var. bni susatıo. o ne bilmioum.. sadece daa fzl ve fzl su istioum. yine içtim, su....
şimdi eve dönmek istioum, film çekimleri bitti. oooh o da bitti. artık biraz daa raatım sanki her dk bişi unutulmuş, bişi tersmiş gibi geliodu. Kötü duygu! Kötü bi his! hala aynıyerde oturup bgnn bitmesini beklioum. eve dönmek istioum. kahve ve flaubert. hepsini okumak istioum
lalalala
sabah taa 2 yaz öncesinden kalma o şarkıyı duydum. eve gidince indircem, herneise
bye!

creen

Perşembe, Nisan 27, 2006

keşke mi? yine mi?

silioum yazıoum silioum yazıoum sora yazcam sadece kısa bişiler yazcam şimdi belki bi ara uzar...
bgn güzeldi hojtu tam bi mor gündü yani....
sabah kalkıp yola hazırlanmak anneyi babayı öpüp evden çıkmak arkadaşlarla ve sefgilimle tabikiii buluışmak, gözlümü takıp, vapura binmek deniz olayları fln, sora da gezmek dolaşmak, yemek yiyip oyun oynamak, konuşmak yorulmak ve sanat!sigara içip kahvenin ulaşılmaz tadını istemek aaaah sefgiliye trip atmak uzunca yol yürümek normal gün bunalımına girmek ve sonunda eve dönmek.. sefgilimle konuşmak konuşmak ve bu günü unutmamak..
şimdi kahvem elimde(eveet ve maalesef yine)
saat 12 olmak üzere, tam 12 saat önce open water ı düşünüp korkuodummm,denizden de biraz korkuomşm bunu öörendim..
burnum akıo dizim aarıo, önümde kocaman aptal kırmızı üstünde kalpli bişisileri olan kutudan mendil almaktan öldmmmm, şimdi sigaram olsa, filmim olsa, sefgfilimde yanımda olsa seretsek beraber ama yoooooooooooooook

aşk içinde...

peki ya gidince, sanki ben im hayatımında son bilmem kaç günüymiş gibi...
i fall.
.
.
.
tick tock.
.
.
.

notlarım önümde demin silinen yazımda onları uzun uzun yazıp korkumun gereksiz oldunu annadım şimdi de stres yapmıoum hiç (yani umarım) ooof kendimi emma watsons hermonie gibi hssedioum bazen mesela bu cümlelerimle

kısa olcaktı bu yazı dimi??
neise ben bunaldım, mutluum ama bunaldım daraldım çnkü ilerde mutlu olmicam işte, belki fransanın bile keyfi çıkmicak, keşke gitmese....

creen

27.04.06

tatil bitiooo... =( bu tatilde dinlenmedim yoruldum resmen hergün geç yat erken kalk (hepsi benim, mikado, nanniaaa euheueh) ay bugn de çok güzeldi ada da mavi petit kareli "piknik örtü"müzle piknik yaptık (= taby öncesinde baya bi orman keşfi yaptık ama yok karar verdm yeni projemiz heybeli adaya piknik alanlarının oraya bi market açıoruz (tekel) euheuheuh..
offf çok yedik ama ya hala patlamak üzereyim gerçi brileri acıktı hatta şmdi yemek yio hala (annadn sen annadn) (=

bııııffff :Pp şarkılarımız danslarımız da eksik olmadı yani hele benim konser euheuhe ( yeah yeah, nanniaaaa..) off lirik dansımızıda unutmamak lazım cnm yaa (=

koca adada bi market bulamadık ama walla wc bulduk biraz olaylıda olsa euheh (annadn sen)

resimler, vidyolar... ada havası bize yaradı yeni yaratıcı vidyo fikirleride ürettik walla (= akbilimizde war hıh (= ne alaka şimdi bilmiorum ama hee buldum açıktığımız her an balıkçımıza (türkiyenin sayılı balıkçılarından olcak olan) gidebilirz :Pp

ya su düştü yaaa... ((= ceren dolmştan inerken nasıl olduysa 1.5 lt lik pınar suyumuzuda düşürdü yani neyse aldı sonra ne de olsa kaç yetimin hakkı war onda (o burda sölenmezdi ama olsn) euheuh

bende bari bi çay falan yapiim belki muz'da yerim ((=

sen ben içimdeeee cümle alem dışımda biçimindeee iiki warsın yanımdaaa...

creenasli... (=

Pazar, Nisan 23, 2006

pfff...

renkler bile soluk artık başım dönüyor
bir şansım daha olsa hiç bi yok
zaman kalmadı artık inan herşey boş
ne yapmak istesem kolumu kaldırıcak halim yok
çekilin etrafımdan nefes almak zor ...

zaman duruyor sanki yavaş yavaş
etrafda Kimseler yok ışıklar loş
tam düşerken uyansam yatağımdan
ama bunların hepsi yalan hepsi boş
çekilin etrafımdan nefes almak zor...

binkere ağlarım gitmektense burdan
üşüyorum üstümü örtsenize bakmayın öyle
ihtiyacım var başka ellere gelmeyin üstüme üstüme
çekilin etrafımdan nefes almak zor...

renk menk yok artık başım dönüyor
etrafda kimseler yok ışıklar boş
zaman sınır değil artık herşey boş
yinede uyanmakdan başka çarem yok
çekilin etrafımdan nefes almak zor...

Çarşamba, Nisan 19, 2006

batıyomuyum?

bir de boyumu aşan dalgalar var....

(ay bilioum çok özentiim ama işte yaa)

sınavlar sınavlar yine varlar işte bi tane yarın 2 tane soora, ortada öölece kaldım, ben bu işi sefmedim işte. bi ben miim çalışmayan neyim??
neisse
edebiyat bni bekler.. uzun süre olmam buralarda, yaparım film çekimlerimi gelirim sora çarşamba ve perşembe gününün güzelllini annatırım (haftaya tabii)
baaaaak etrafınaaaaa..

Pazar, Nisan 16, 2006

orda bi yerlerde yaa

uyandım.. kahve içerken uyuya kalmıştım. sana sölediimde de çok güldün bna ama neise..=)
uyumadan önce, koltukta elimde mor kupamla, bi hikaye düşünüodum. uyandıımda unutmuştum. kim vardı?? napıoduu?
yağmur vardı, aslı, nisan, gökhan bide ceyda. hee bide müge vardı. yoksa bunların hepsi bnm tanıdıım insanlarda ben anlaşılmasın die isimmi deiştirmiştim?? napmıştım??.. dün geceyi yaşamıştı bunlar, güzeldi. hemde çok. yine beraberlerdi. eet işte yaa güzeldi.
hikayeyi o anda çok yazasım geldi. ama sora uyumuşum. şimdi kalktım ama halim yokki yaaa...
düşünmek sadece düşünmek daa güzel gelio. hem ben yaşamışım. eheuheuh

o kahverengi deri cüzdan artık benim! eet belki mor diil yada bej kadife diil ama güzel işte, kahverengi, deri, küçük ve bnm gibi=)

sınavlar yine başlıo, ama zaman geçmesin istioum, upuzun sürsün, yaz gelmesin istioum. olmicak çnkü o..
peki ben napcam??
saat 21 : 21 yuppi! hem mutluyum hem mutsuzum, mutluyum çnkü onlayım, mutsuzum çnkü onla olamicam... peki şimdi zamanı mı yaşamak gerekio, yoksa geleceimi düşünmek? eer şimdiyi yaşarsam çok fzl bağlancam ki bunu çok istioum ama sora çok üzülcem, dier türlüde hiç bişiyi yaşayamicam dooru düzgün. herşeyi tamamen yaşayıp soradan kocaman üzülmek daa çekici gelio...
çok mu saçmaladın yine? mutlusun işte hayvanlık yapma!
1 yıl sora gelcek die düşün, 8 ay sorada görücen die düşün.. o da düşünmüo mu sanıosun. salaksın işte, tek üzgün olan sensin gibi saçmalama, bu hep hayalin diilmiydi? geçen seneden beri? 14 şubattan beri...

pfff şimdiden gelecek planları
yaşamaya devam!

...

creen

Salı, Nisan 11, 2006

yok ki öle bşiiiii

C'est un beau roman
C'est une belle histoire


ama burası öle diil işte, hiç bi şey güzel diil, herkez iki yüzlü, ikili oynuo ve bunu en yakınındaki insanlar yapıo, ve sende buna göz yumuosun Ceren. hala neden susuosun. sadece böle şarkılar dinleyip, mutlu numarası yapmakla bi yere gelinmez ki neyi kanıtlamaya çalışıosun.
bok gibi bi hayatın var işte. sadece derslerin ve bi kaç arkadaşın ii dierlerine güvenemiosun bile.
arkandan millet iş çevirio, sefgilin yok, ailen artık var mı???
kahvenin bol şekerli hali bile sana tat vermioki, bide hala şekersiz içiosun. en son zevkle ne zmn bi sigara yakıp içtin, sadece hafif kafan iyiyken ölemi? afferin sana yarın yine git içmeye, tabi artık gerçekleri ayık kafayla kabullenemiosun dimi?

yazık

dünya yalan sölüo işte! herkez öle, maskeli balo ve onun sahte yüzleri, o kdrcık kişinin içinde bile kimseyi tanımıosun.
kim kimi oynuo, neyin arkasında hangi yalanlarla gizlenmiş
ha ha ha
bazen çok yiyip bazen yemiosun bide. hee bu da yeni başladı, kusasın gelio dimi.
napıcana, kimi sefdine ya da kimi sefdine karar veremiosun, sadece dış güzellini düşünür oldun. herşyin nedeni oymuş gibi, için de öle olsa ya dışınla aynı? uzaktan bakınca güzel yaklaşınca kötüsün işte. monet gibisn. irençsin, kötüsün, sadece kendini düşünüosun!

ya kız gerçekten aşıksa ama sana ne ki sen hiç aşık oldunmu? eee o da içinden aynı şeyi sölüo! o hiç aşık olmamış demekki dio. siktirsin gitsin onun için bni satıo. erkekler deersizdir bu dünyada hepsi aynı ve hiçbirinin deeer yargısı yok! olmicakta
nerde o hayalinde ki süper çocuk.
yok dimi o? iki dk ayık oldunda anladın olmadını. sadece hayalde işte
mükemmel aile vardı. o da siktir olup gitti. artık herkez kendi halinde. pansiyonda gibisin işte kabul et. tek farkı fix bi pcin var. ona da dua et
dua ettin geçen gün dimi?
peki kime ettin neye inanıosun o da kalmadı dimi? çevreyi ne zmn kirlettinki?
belkide daa dikkatli olman lazım
yoksa gülüomu insanlar sana
bilmiosunki, artık sınıfta sadece iki kişinin her an yapcaaa konuşmayı dinnemek zorunda kaldın çünkü
düzel artık
bof!

creen

Perşembe, Nisan 06, 2006

eve gelmek

konserde ağladıım şarkı çalıo, yağmurlar.. neisse eve geldim artık mutlu oldum, btn günün, btn o iirenç günün olaylarını, herşeyi bi tarafa attım, kocaman bi sandviç yedim, kolamı hala içioum. ah bi de sigaram olsa elimde. okul forması yataın üstünde, altında, yanında yerde her yerde.
hava çok güsel, ama keşke kapalı olsa: bu ne yaaa. şimdi bi de her ruh haline farklı hava mı çıkardın?? oooof

ipod um belki çalışır die umutlandım, anneme nssı sölicem onu merak edioum. ekranı kaydı deişik bissürü bi şekiller çıktı. annamadım. aslında annadım. bozulmuş, çalışmıo, sular fln bööle pffff. bi bu eksikti. herşey yeterince güzelmiş gibi sanki.
kapadokya ya da gitmek istemioum, o kdr yol, halim yok, ipodumda..

whtever!

bi şarkı vardı yaa, biraz önce yollanmıştı, neydi adı.. belki bir gün öslersin. ünlü olmamış, iki güne patlarmış fln fln, güzel şarkı, bna kendini buraya bile yazdrdysa.
pirsinkim dilimde diil, masamın üstünde. biraz şirin kız rolümü oyniiim de belki tarotum tutar. pff evde de kim görcekseee
kolamın yarısı bitti. yine sağlıklı beslenmemeye başladım. istemioum ki, öle şeeler yemek. SEBZE SEBZE SEBZE. tek istediim bu!
sefdiim bi insandan nefret edioum, sürekli kötü şeeler olsn istioum ve bunu yaparken annamadıım bi şekilde eelenioum. bazen de o kötü şeyi düşünüoum. ya çıkarlarsa??
deniz dedi çıkmaslar, çıkarlarsa da en fazla BEŞ gün! hads bakalım. oof aslında ondan da bna ne. o de bnm insanım diil ki!
sefgi yok, aşk yok, arkadaşlık yok!
ya da sadece etrafında senle birlikte olan bi kaç kişimi var?
yok bu çok yüzeysel oldu! ama değersizlik, söölediklerinin dikkate alınmamasıda yüzeysel bakmaya yöneltir insanı!
peki o zmn hadi yüzeysel bakalım bu olaya!

madame bovary i okumam lasım, alcaktım ztn ama okicak çok kitabım var diip her seferinde tutuodum kendimi. bu sefer almak zorunda kaldım, ii oldu aslında. tekrar okumak istiodum!!!
3 tane patates kalmış sadece. ketçup bitmiş, sıyırmalık bile kalmamış, etrafa bulaşmış. işte böle bi haldeim bende. insanlar o tabaaa ne kdr acıyarak, üzüntüyle ya da ben bunu nssı temizlicem gözüyle bakarlarsa, ya da hala aç olanlar 3 tane 3 tanedir gözüyle bakıp, daa da beter bi hale getirmeee çalışırlarsa, işte öle. bnde o tabak gibiyim. şu anda ki halim kötü, daa kötü olmşm bna ne!
yarına fransızca quizim var, o kdr kelimeyide ezberlemek zorundaım sanırım. içinde bildiklerim var. ama ne farkeder. 2 fazlaymış 2 az!
uyumak istioum. 3 gün boyunca uyanmamak. kalktııımda da 2 haftalık yorgunluuum olmasın istioum!
yrn daa güzel olcak, arkadaşlar olcak, hepsi ve yüzelsel olanlar...

ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim, biraz sohbet ederek çözmei deneyecektim, neden böyle olmşz, nerelerde kaybolmşz, aklımdaki soruların hepsini soracaktım.
yazıda onda kaldı yaaa oof!

creen

Pazartesi, Nisan 03, 2006

artık kağıtta bile yazıcak yer kalmadı,
mor silgiyi elimize alıp,
sayfayı baştan sona silmek lasım...
.
.
.
.
.
-yavaşça-
yazcak yer için kağıdında yırtılmaması lasım
.
.
.

creen

Cumartesi, Mart 25, 2006

uyandırın beni ya


günler geçsin, haftalar geçsin, ben uyuyayım.
mart ayı bitsin, nisan geçsin. mayıs gelsin
da vinci code gelsin, son sınavlara girmenin mutluluu ve nolursa olsunun boşvermişliği olsun.
sora yaz gelsin. valiz topliim
havaalanına gidiim, bu arada bıraktıım tost yanıyo olsn, sora pasaportumla check out yaptıriiim ve duty free ye giriip, luck strike mı galoises mı yoksa malboromu die düşüniiim, sn sonunda seçimimi birinden yapıp ki hala karar veremedim, iki kutu alıp çıkiiim.
sora paris sora biarritz
olcak işte olcak
aynen yukardakiler gibi
yolda 2 kişi
yuuuuuppiiiiii!

creen

Cuma, Mart 17, 2006

o zmndan bu zmna...


yarın saat 10.15 te karaköy iskelesinde...
içerdemi otursak dışardamı hmmm, soğuk olurmu? ne giysek?
bira patates mi mmmm nerde???

sınavlar bitti, bende köpük banyosu yaptım, etrafı köpükledim, çok eelendim, rahatladım, hafifledim, şimdide kahvemi içioum...
bi elimde bordo oje var dierinde yok, sanki iki farklı kişi gibi ama iki yüzlü diil.
fizikten 74 aldımı sınıfta gözümden resmen yaş geliodu öörendiiimde, bu bgn iki kez oldu, dierindede placebo türkiyeye gelio sandım, kötüydü.
sınıfta çığlıklar atıp, anneme tlf açtım (neden bilmioum) gaza gelip fm bile seçmeyi düşündüm ama abarttım ts de devam ettim
iletişim okicam gs üni de..
halkla ilişkiler, sinema vs vs

zoooooor...
bugn o kdr kopyaya bi kere bile bakamadım, bakmadım aslında, yaptım, sora III selimimi çaaralım dedik, ama kapılar kitlendi(annaşıldı)

ehueheueh
insanlar haketmedikleri insanlarla beraber, çok kötü.. bende kimseyle, hakettiiim ya da etmediiim ama biraz bölelii hakettiim kesin. çok çok çok çok çok çok güzel
eskiden bi palmie grubu vardı, çok güzel hatta en güzel gruptu. gerçekte 3 kişiydi. ben vardım o vardı bide dieri vardı. o sene yazlıın en güzel seneydi, bidaa olmadı. kalabalık annamda da çok kişiydi, ama 3süz neşesi olmaz, akşam dedikoduları zevkli olmaz, futbol maşları seredilmez, şişe çevirmece oynanmas, gizli gizli klübe inip, karanlık sahada hikayeler annatılmasdı, ya da geceleri 3lerde korku filmleri, çıplak ayaklarda evden kaçmalar, ya da izinli çıkmalar, işte o günlerden bi resimde yukarda,eet çok küçük çocuk dişlek biri var... (öleymiş öle diolar).. eet bilioum çok ezik bi resim eheuhe şimdiki halleri de böle oldu. ne güzel.

creen

Cumartesi, Mart 11, 2006

sing for now

eve geldim, üstümü çıkardım, saçım daınık, makyajım akmıştı. sanki aynadaki ben diildim. yatama uzandım, eve geldimi haber vermem gerekenler vardı. annem yanına çaarmıştı ama benim bi şekilde oturup çalışmam gerekiodu. kahve ve sigara. çalışmadım. kaıtlara baktım, defterlerime ve kalemlerime. sadece baktım. derste aldıım notlar ya da yazmam gereken kompozsyonlar. yapmadım. yatmaya devam ettim. masamın üstünde bissürü alakasız şeeler vardı. bi kere ders çalışcaksam onnarı toplamam gerekiodu. istemedim toplamak. çalışıcak halim bile yoktu. uyumak bile istemiodum. yüzümüde yıkamicaktım. üstümdeki incecik bluzle saatlerce o şekilde kalabilirdim. üşüodum ama o dolaptan bşi almak bile o kdr zorduki ayaklarım diil kafam yorgundu. daa uzunda bi süre böle olcamı düşündüm. etrafıma baktım. neden di? noldu? ne kdr çalışsamda ztn yetişmicekti. fransızca sınavından sıçıcakmışım gibi geliodu. yarın dersim var ama ben sanki nolursa olsun hiçbşi yapamicam, edebiyatmı çalışsam kimyamı? tarihten 6 sayfayı deli gibi ezberlemem gerek. biyoloji matematik bitti. bittimi? hayır hep eksik bişiler vardır. hiç bi zmn hiç bişiyi tam annamıyla bilemessnki. saate baktım birazdan tvyi açmam gerekiodu. sadece gülümsedim. onnarı seretcek durumda bile diildim. msni açtım. işte konuşabilceem biri: deniz. tek halim olan şey.. birden aklıma geldi. hayat güzeldir ama... yoruomş. kocaman bi bardak şu içtim, odamdaki bulaşıkları toplayıp mutfakta tezgaha koydum. orda bırakmamam gerekirdi. ama yaptım. bıraktım. müzik açtım biraz. ne hafif bişi ne aaar bişi dinneyebilcektim. kapadım. sessizdi oda. olmadı. tekrar açtm. ölesine bişiydi dinnediim, istediim ya da istemediim diil. sora dream on çalmaya başladı. aerosmith. nerde duymuştum bu şarkıyı?? aklıma hala sahneler gelio ama hatırlamıoum. şu anda hala kötüyüm ama ders çalışmam lasım saat 10.50 peki ben hangi birini çalışsam? pff.....

creen
sınavlar
sınavlar
sınavlar

Çarşamba, Mart 08, 2006

ders: fransızca

Bazen, aslında herşeye gücün yetio olsa bile, yapıalacak birşey olmadını bilirsin

Artık sıkmaya başladıında olanlar seni, farklı bir yerden bakmak gerekir. Etrafındaki insanlar başka şeelerden konuşurlar, olmadık şeeleri tartışırlar. Se sadece uzaktan seredersin. Herşey fludur o anda. Önündeki kitap, bişiler karalayıp durduuun açık defter, yan sıradaki, oturanlar, ayaktakiler, bi de sınıfın başka tarafındaki "şu çocuk". Zaten o da kafasını koymuş sıraya, belki de habersiz ama aynı şeeleri düşünüodur.

Y
apılacak bişi yok ki! Ders dinleyip, not almak dışında. Antigone! doğayı anlatması, dışarda gömülmei bekleyen kardeşi. Bunnarı ztn bilioum. Neden aynı şeeler? Tekrarlar Tekrarlar

Herneise, yazımı dün verdim. Bakalım sonuç ne çıkıcak. Geçen gün dersteki "seans"tan beri hala korkuoum. ' hafta sona erene kadarda korkucam ama bunu tutup birine söliemioum

Dışarı çıkıp, kahve içmek istioum. Daha bi ders daa var. Ne zamandır royale gitmedim. Acaba unutmuşlar mıdır bni?. Pff. Yarın sınav var. Diğer hafta gibi. Çalıştım. Çalıştım mı? Evet ama yapabilcekmiiim? Yapıcam. Yapıcam mı? EVET

Umarım

Ondokuz dk kaldı. O süre boyunca yazcak mıım? Canım şiir okumak istio. "O"nun şiirlerini. İçinde kendimi bulduum, yaşayabildiiim tek şiirler

Benim gitarcı sefgilim yok ki! İstemioum öölesineleri! Büyüdüm artık

Ve onbeş dk sora zil çalcak. Aptal matematik dersine gitcem giricem. Son ders. Ordan çıkıp kahvemi içip 3:30da eve döncem...

creen

bu yazıda biraz melankoliyle bi belgesel olmşş!=)

Salı, Mart 07, 2006



hayır sadece bu resmi ve yazıyı sevioum, ikisininde alakası yok, ama ben böle olmasını istedim işteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

yazıyı ortalamak istemedim, görüntünün daa net olmasını da istemedim, daa güzel bişiler yapmayada çalışmadım, çnkü şimdi fizikten 1 almamam için uuraşmam gerekio..sadece bunnarın hesabını vermek istedim o kdr
şu anda da saçmalıoum ama bna ne
HAHAHAAHAHAHAAHAH

Pazartesi, Mart 06, 2006

eskiler, çok

neden benle aynı şeyleri söylerken benle tartışıyosun
sanki sölediklerin aynıyken benden daha haklı olucan
mış gibi yaşamak, kendin olmadan, öyleymiş gibi davranmak
hiç bi zaman farkında olmadan
aslında başından beri aynıyken biz
zamanı geri çekmek olmas, inan sen deişmicen
sadece ben yaşicam aynı olayları ama üzülmeden tekrar
çok eskiler için mi?
ben mutlu olcam sadece hakettiiim için
sen olamican sadece benne olamican için
mutluluklar ve arkasından gelenler, her ne olmuşsa

creen

Pazar, Mart 05, 2006

bu da benim durum öyküm

Evet, neredeyse bir ay olmuştu biteli. Görüşmeyeli daha da fazla.Unutmuştum, belki bunu demek bile hatırlatsa da. Herneyse.

Güneş yine dolmuştan inince yüzüme vurdu. Sanki zaman bir anlığına durmuştu. Dükkanların önündeki insanlar, boğanın çevresinde bekleyen, yüzlerinde acele ettikleri belli bir ifadeyle oraya buraya koşuşturan insanlar. Bir fotoğraf karesi gibiydi.

Silkindim. İçimi tuhaf bir duygu kaplamıştı ve arkamı döndüm. Hızla. Sanki bir şey benle oyun oynuyordu. Hayır. Hayır. Sen yoktun orada. Arkadan koşup hızla boynuma atlamayacaktın. Tabi ki de bir anda sarılıp beni korkutmayacaktın. Histi işte. Unutmamışlık hissi.

Işıklardan karşıya geçtim. Boğanın ne tarafından karşıya geçsem diye düşünürken, ordaydı işte gördüm. Bir anlıktı ama şimdi uzun boylu, telefonla konuşan adamın arkasındaydın. Bana baktın ordan. Emin olmak için adamın olduğu taraftan geçmeye karar verdim. Yoktun, ne sen ne de bir başkası. Sadece biraz ilerde küçük, hoplayarak giden bir çocuk vardı.

Tramvayın sesiyle kendime geldim. Sanki güneş te inatla beni takip ediyor gibiydi. Bu saate kadar hala neden batmamıştı ki sanki. Birşeyler içmeliydim. Diğerlerini beklerken takılabileceğim bir yerler olmayıldı. Sanatkarlar sokağına girdim. Aldığım soğuk kola kutusunu açtım. Sanki o ses yine zamanı durdurmuştu. Etrafıma baktım. İnsanlara. Pazarlık yapan insanlar, tezgahtakileri beğenenler ve satmaya girişenler. Tam o an arkamdan hızla geçtin. Nefesini, kokunu duydum ve ağırlığını. Önündeki şapkalı kadın görüşümü engelliyordu. Sokağa sapmıştın sanırım. Hızla dönüp aynı sokağa girdim. Arkandan.

Kendi halinde olan insanlar vardı. Tekrar baktım. Orda olmalıydın ama hayır. Yine mi "sadece his"ti. Kafamı çevirip sokaktan çıkarken gördüğüm son şey bol pantolonuyla tek eli önündeki cebinde, diğerinde de yarısı yenmiş bir çikolatayı tutan biriydi. Yaşı belki senden bir fazla ya da bir az. Farketmez.

Gitmeliydim. Bahariye caddesine geri döndüm. Zor da olsa insanlara çarpmadan, yukarıya doğru çıkmaya çalışıyordum. Uzun zamandır görmediğim bir kız ordaydı

"Aa naber?"
"Canım iyiyim senden? Nasıl gidiyor?"
"Ya ne olsun işte, okullar sınavlar filan. Sen napıyorsun? Bizim oraya taşınmışsınız diye duydum, görüşelim bir ara."
"Ay evet yeni taşındık işte. Tamam o zaman, konuşuruz tekrar"
"Görüşürüz canım"

Yürümeye devam ettim. O mağazada yine o beğendiğim mor bluzu gördüm ve sonra da asla sahip olamayacığımı bana kısa bir şekilde anlatan fiyatını. Biraz daha baktım. Herkesin yaptığı gibi altında güzel duracağını tahmin ettiğim siyah pantalonumla kendimi düşündüm. Onun içinde. Yanımda annesiyle beraber duran küük kız, elinde ki bebeği düşürüp tiz bir sesle ağlamaya başladı. Tekrar aynı şeyler oldu. Peki sen şimdi nerdeydin? Evet işte orda. Hemen karşıdaki apartmanın camından bana baktın. Şimdi perdeler kapalı ama. Tam o anda apartmanın kapısından, siyah takım elbisesiyle bir adam çıktı. Senin bana baktığın camın altındaki tabelaya baktım. ".. Bankası" . Orda olamazdın değil mi? Şimdiden?

Arkamdan bağıranları duydum. Beni ismimle çağıranları. Arkadaşlarım gelmiş, beni bulmuşlardı. O anda birden hepsi tamamıyla aklıma geldi. Sen. Küçük çocuklar gibi hoplayıp zıplaman, çok sevdiğin kıyafetlerin ve çikolatan. Bir de birgün sahip olacağın yer ve şimdiden sahip olduğun o yerin ciddiyeti.
Belki hepsi sadece kafamdaydı ama bu benden kalan son izlerinin de silinmesiydi. Güneş batıyordu en sonunda ve kolamda çoktan o siyah çöp kutusunun içindeydi.

creen

-yoktu-ki

son defa olacakmış gibi geliyordu
sanki son kezdi
ilk defa olduğu gibi
aynı şeyi isterken, içimiz farklıydı
bulduğun nedenler saçmaydı
senin için ben, ben değildim
sevginin önüne geçenler varmış, olmamıştı
üstün gelmiş, engellemiş
beni kendin gibi sandın
aynı olsakta olan olmuş, geçmiş geçmişti
uzatmaya değermiş gibi
dün gördüm, komikti aslında, oynaman
insanların içinde kendi kendine "önemli kişi" rolün
evet belki hala aynıydın. dışardan
ama benim içimde değildin (çok ta umrumdada değildi) bitmişti(n)
zor da olsa, ölüme değmezdin
hayatıma da değmeyeceğin gibi

creen

Pazartesi, Şubat 27, 2006

bu sabah uyandıımda yükselmiş duvarlar
bir yabancıydın yanımda
çekip gitsen şu anda? bna kalsa rüyalar
ne deişti senden sora
geceler aynı, gündüzler aynı yüzler, aynı sözler, aşk uzaklarda..
alıştım yokluuna
bna dokunduun anlar
artık hiçbirşey sorma
çekip gitsen şu anda...

creen

senin gibi

küçük bi an için
ait olmak için
eski aşklar gibi
kapında
yalnız bi gün için
nefes almak için
kanarken avuçlarım
karşında
üzerimde sevdiin mavi elbisem
sensiz geçirdiim günlerden
senin gibi beni kimse sefmedi
dönmedin
gittiiiin yerden geri
bekledim
gittiiin günden beri

creen

Cumartesi, Şubat 25, 2006

bof

odam dağınık, toplamak içinde bi sebep yok, birazdan kadın gelir toplar.. yeni uyandım ama evden gitmiş herkez. benimde yapıcak bişiyim yok. oturmaktan başka
saat 10:17 neden bu saatte ayaktaımki? ama uyumak istemioum.
çok güzel bigün olcak
gitarcı sefgilimden(!)=)) pennnnnamı aldım, hemde mor, taktım hemen
birazdan kahvaltıya gitcezz. beyaz fırına.. özel biriyle.. şaka şaka=)
acaip sıkıldım evde, ama bu sefer sıkıldım...
annemi beklioum, sonuçlar gelcek(ne olduuu önemli diil)
umarım önce annem gelir

creen

Salı, Şubat 14, 2006

sıradan birgün...

okulların tatil olmuş olması umuduyla kalkmıştım hatta tatil olmamasına rağmen hala direniodum yatakdan kalkmamak için... o uykulu halimle annem (trip yaptıım) başımda sevgililer günüyle ilgili saçma sapan bişiler söledi.. sonra sırayla telim çalmaya başladı valiymişim gibi herkes okullar tatil oldumu sen gidiomusun gibisinden sorular sordu..

14 şubar sevgililer günü bugün benim için gayetde sıradan birgündü, sevgilim olmamasına ve herşeyin boktan gittiğini düşünmeme , kafamın çok karışık olmasına rağmen bugün kendime mutlu olmaya programladım mutlu olcaktımmmm...

sanki mesaj gelicekmiş gibi bütün gün kendimi tele bakmakdan alı koyamadım sonuç saolsun turkcell ve gençturkcell bi kaç mesaj attılar ((=
emincanla taksimdeydik yemek yedik, içtik, nargile içtik gezdik falan güzeldi eğlendim ama içimde anliyamadığım bi garipliki vardı ki hala anliyamıyorum ( belkide anlıyorumda anlamakdan korkuyorum...)

6da evdeydim tam telde creenle konuşuodum ki kapı çaldı 'çiçeğim varmış' alla alla bana kim çiçek alır ki diye düşünmee başladım taby eskileri düşününce aklıma tek bi isim gelio (anlayan anladı) ama adamın annemin adını sölemesiyle pfff oldum tabykide çiçekler bana diil annemeydi nie bana olsun ki yani...

akşam direk moralim bozuk böhüüü modundaydım ve bide üstüne yanlış anlaşılmalar yüzünden çok değer verdiim biriyle tartışınca iice moralim bozuldu bide msn'den aniden çıkınca sinirim kat sayısı arttı ( annadın sen annadın) halbuki kendisi gayet ii bilirki ben onu üzmek isticek en son kişiyim hööö... (= ı'm your cappuçino 4ever ;)

duşa girmelimiyim çok üşeniyorum die düşünürken girmem gerektiğini öğrendim ve çıktığımda beklediğim kişi gelmişti msn'e çok hastaymış bugün naaptıımı örenmek için girmiş sonrada sevgililer günümü kutliip çıktı... pfff ya istemiorum hiç bişi istemiorm bıktım artık karmaşa ve belirsizliklerden...

sonra birilerinin hediesine kap yaptım ( çok sempatik oldu bence :P )

saat: 22.11 bu yazıyı bitirdikden sonra yatmam gerekio artık sabah yine uyanamicam çünkü pasifloramıda içtim artık rahatça uyuyabilirim inş.

[yalnızlık paylaşılmaz]...

naslı...

analiz 2

her tarafta kar vardı, saat 4.23tü, gökyüzü anlaşılmadık bi şekilde sarıydı.. güzeldi ve de uyuyodu her yer. kar hayatı uyandırmamak için sessizce aşaı düşüodu, her tarafı biraz daa beyazlaştırıodu. kimseye bşi sölemeden. sanki o anda o manzarayı tek gören bendim, kendimi özel hissettim
sora yataıma yattım ve bugünü düşündüm 14 şubatı, gereksiz ve kabus gibi geçicek bi günü
eve yeni geldim, herkezin asskım muhabbetleri, çekemiceem bişi kimse kusura bakmasın.. ben kız arkımla yemeimi yer, biraz dolaşır sorada evime gelir, pijamalarımı giyer kahvemi içerm, normal bi gün diilmi sonuçta, sefgilim de yoksa...
mavi oje aldım kendime koyu, alırken sürcenmi die bi kaç soru duysamda aldım, sürcem işte
teomanın yeni albümü, 5 martta konseri varmış, belki gidilir. belki gidilmes, ama sadece görünce kötü olduum insanlarla karşılaşmak istemioum tek kelime etmeden...
gözlerimde yaş, kalbimde sızı unutamadım unutamadım ne olur anla bni....(güzel cover olmş)
pespembe odam bna, bu odayı hiç görmeen birini hatırlatıo, göremicek olan, merak eden birini, pembe mor yatak örtüsü pembe beyaz yastıklar, pembe tüylü şeeler, terliklerim, halım ve dierleri

saat yine 4.23
12 saat sorası, yarım gün
bu aptal gereksiz ve bencil günün bitmesine az kaldı, bazen bi sigara yakıp kahvemle ve sabahlıımla balkonda oturup etrafa baksam dioum, ama sözüm vardı, yapmicam

eve dooru yürürken bu yazıyı yazmaı düşünüodum düşündükçe daa hızlı yürüodum ama sefgililer günü bölümü bu kdr hızlı geçiceem aklıma gelmesdi
gelelim eskiye, iki hafta önce bunnarı yazcaam aklıma gelmesdi, ama şimdi tekrar bşiler olsa bile sefgiden emin diilim, bna karşı olan.. haklı olan yerde var haksız olanda, bnm haksız olduum yeri nerden bilebilrdim, taa o zmnlar ilerde böle bşi yaşicaam aklıma gelmesdi, gelseydi asla yapmazdım ama komşuculuk oyununu ii oynamak içinde bu ilişkinin bitmesi gerekiomş
neise ölede oldu zaten canıım arkadaşım, okunurmu bilmem

digitürkte film varmı acaba, ama şu anda içersi o kdr uzak gelioki, taaaa kim gitcek
hava düşündüüm kadar kötü diil, bnde diilim, insanlar benim bugn yannız kalmamam için seferber oldular, mebeeim onlar bnm(annadın sen annadın)
sonuçta yannız diilim, en azından tamamında.
hava da bni bunaltmıo, bna yardım etmee çalışıo, aslında hava kötü bile olsa ben kötü olmasdım bilmioum artık hiç üzülmüoum, bi kaç gün önce herhangi bşi duysam aalama noktasına geliodum, annem bile bni iileştirmee çalışıp, bni farklı olduma inandırmaa çalışıodu. artık inanıoum, kendimede güvenioum, kendim umrumdaım bi tek, yaz gelsin istioum bi an önce sadece bi şeyden dolayı, sabahları ve dier zamanlarki teras sefalarım için.. naapcaksam, yüzmek, bronzlaşmamak, arklarımı görmek, dondurma yiyip, adaya gitmek, aşırı makyaj yapıp fransa valizimi toplamak ve oda arklarımı düşünmek, evi gezdirceem naslıyı düşünmk istioum, tuba hande ve benim çaarma seanslarımızı, tv seredip ayşe h. önal gibi dudak boyamalarımızı, şortlarımızla kahvaltıya inmeyi ya da bakkala gitmei istioum...
saçımı pembeye yada siyaha boyatmayı, duş alırken o rengin saçımdan akmasını sora gifip aynı yerleri yeşile boyatmayı ve suyun küvetten akışını seretmek te istioum.. yürümeyi, güneşi vs vs
kral lear hala bitmedi, daa bissürü okumak istediim şey var
önce biraz surrealizm araştırması yapmak ama önce bu yazıyı bitirmek,
hoj tabe
bu yazı bi ayrılık yazısı diil, eski sefgilinin son çırpınışlarıda diil, dünyaya şüpheyle yaklaşan aşk inancını kaybetöiş birinin saçmaladıı bişilerde diil, bu yazı benim yazım, kendimin durumum analizim...

creen

Cuma, Şubat 10, 2006

herşey güzel olacak...

kahvemi de içtim yapıcak bişi kalmadı bugünde böle bitti işte , şmdi yine pc e boş boş bakıorum emincanla ( aşkım :P) ve creenle konuşuorm yne her ne kadar şmdi kendisi içeri placebo'nun yeni klibini izlemeye gittiysede...

artık mutlu olmaya karar verdim şu an mutluyum da çünkü yarın şebo'nun konseri waaaarrr biraz önce yne bi kıyafet seçimi krizi yaşadım 2 haftadır merabadan başka muhabbetim olmadıı annemlede enteresan bi dialog gerçekleştirdim ((= şöleki:

- anne hadi kalk bana giyicek bişi bul
- ne giyiceği?
- yarın konser için
- sabah bakarız
- hayır şimdi sonra geç kalıyorum hep ( kalıomuşum öle diolar :P) ama öle cici kız gibi bişiler verme deişik olsun biraz
- nasıl yani rockçımıyım ben be =D=D
taby ben o anda koptum ((=

şmdi başımda bana yok turuncu degaje bişi yok kırmızı siyah bişiler gösterio ama yine karar veremedim tabykide hepsini koydum bi kenara yine sabaha kaldı pff... (= kırmızı bişi giyicem yine kesin bana kırmızı çok yakışıoo :P kızıllarımda var hem ( her ne kadar birileri patlıcan moru deselerde) böle "hot" oluorum :P

yarın çok güzel olucak yicez içicez konsere gidicez lunaparka bile gidicez ((=

-herşey güzzel olacaaakkk!!!

naslı...




Salı, Ocak 31, 2006

bi kitle

pi yi serediodum, daa bitmedi, şu matematikçiyle ilgili, requiem for a dreamle aynı yönetmen, o yzden seredesim geldi, hep isterdim bigün seretcem derdim, yönetmen gazınada gelince, gittim aldım, daa bitmedi

3 tane varsayım.. herşey sayılarla annatılabilir, sürekli şablonlar ortaya çıkar, matematik ana dildir gibisinden bişiler. teoremlerin borsayı bile etkiledini annar, varsayımları dooru çıkmaya başlar, ve kodu kırmaya çalışır, tabe bu arada çoktan kafayı yemiştir, ya da kafayı yiyen bizizdir serederken
ilk başlarda acaba filmi annamak için matematik zekasına sahip olmak gerekirmi die düşünüp soradan aslında annamanın çok kolay oldunu düşünürüz, dvd player kapattıktan sorada şöle deriz "filmde matematik zekası neden gerek olsun ki, belli bi kitleye yapılmadı sonuçta"

10:00

strepsilsleri şeker die yemeye başladıımda, annem demişti ki: "öle yersen, sora boazın aaarıdıında bi işe yaramaz". son 1.5 ay da olduu gibi hala öksürüüm var. strepsilsde boazımı açmaya yaramıo ama ben yinede yiyoum
bugn o duymak istediim sözü duydum, ağlıodum, küçükken dergi vs. aldıım o büfenin yanındaydık, milletin ortasında, boynerin karşısında, belki sölenmicekti, belki bi çok olayın bir araya gelmesi sonucu ben duydum ama sonuçta duydum, sevindim, önce annamadım ama soradan gerçek oldunun farkına vardım, herşey gerçekti, artık herkez bilio, bu daa da gerçek kılıo olayı, mutlu oluoum daa fazla

limon ve bal tadı aaazımda sürekli yayılıo, senaryo yazmam lasım, sanat bölümünü almam gerekiodu çekilcek filmin, hata ama neise ya da yarın sölerim yazamıoum die
ya versinler olayı ben yaziim düz yazı şeklinde sora sanki "based on the book" misali yapsınlar dierleride senaryoyu yazsınlar...

and it goes on and on and on
ya topluoum yine daalıo bu oda annamıoum neise artık bu saatten sora.. ohooooo
çantamı hazırlamam lasım yarına, saat 9 gibi sabah kafam çalışmicana göre herşeyimi unutcam...kıkırdamı deldirmee karar verdim, o acıyı hssetmeyeli uzun süre oldu, ii gelir

stresliymişim, dışarı vurmasamda bazı şeeleri kafama takıomşm içten içe, annem öle dio...
ama ben şöle bi düşününce aslında gayet iiim ve de kafama taktıım hiç bişi yok, çok rahatım uzun süreden beri ilk kez böleyim belki ama sonuçta stres yok, annamıoum

şeker bitti daa doorusu pastil ama o bnm şekerim, mes bonbons
yazcak bşi bulamıoum, yazıda bitsin, yaşamak, düşünmek soora içimden gelirse buraya onnarı yazmak daa güzel

yarın saat 10da kulak deldirmeee...

Pazar, Ocak 29, 2006

karlar ne zaman bitcek?
gülümsemeyi unutma
pozitif ol!
mutlu olmak ne demek die düşün
o zaman neden üzüldünüde anlarsın

sadece şöle bi eski resimlere bakmak!
işte ilerki bi saatte, kitap okumak dışında yapılcak alternatif, eskiyi düşünmek
eee hep olmalı çnkü
sıkılmak zor şey! ya da olmayan bişey!
hiç sıkıldım mı?
ne demek oldunu tam annamıyla biliomuum
o zmn yapıcak hiç mi bişi yoktu yani
(moral bozuklunu demioum SIKILMAK)
tekrar düşünmeli!

creen


kar olayı

hay sıçiiim yaa, şimdi yetmezmiş gibi ayak bileim aarıo, yorgunum sanırım, bu sefer ööle mutluum fln gibisinden şeeler zırvalamicam, bende kalsın duygularım...
aptal bi film vardı, onu serettik, klasik aile filmi.. hani böle küçükken bazen böle aile içinde ne kdr mutlu oldumuz aklımıza gelir, şımarıklık yapmaya başlar sabah bişiler serederken tv de hede hödö kanalda "aaa x film varmış anneeee, akşam onu da seredelim" deriz, sora akşam baba bulmaca çözer anne çayını içer ve film seredilir, işte o zmnlarda serettimiz film vardır ya, o tip bi filmdi, atlar, baba, küçük çocuk, aile sefgisi fln, kısaca bunnar boş işleer, hepsi yalaaan, bi tek ben güzel bi aile yaratcam..
zaten çıkarken küçücük çantamı da orda unuttum sora bi kat geri çıktık, içinde hayatım olan çantamı geri aldık, napiiiim büük çantama laf edenler utansın, küçünüde gözüm görmüoo bööö
öncesindede yemek rezilliiii, self servişmiş die e hadi dedim kalkiim gidiim ikimizede bişiler aliim
-etsiz ne var
-salata

napiim kendi kaşındı, teker teker küçük kıymamıdır ne boksa onnarı ayıklattım, kalmıştı bi tane arada ama gördüm ama neise

sırtım arada dünkü rezillimi bna hatırlatmak istercesine aarımaya devam edio, nie ya..

aslında hayatta her şey o kdr bi anda oluoki, birinin sölediği aşk sözü, bütün anınızı değiştirio belkide bütün hayatınızı, ya da tam tersine içine sıçıo bütün moralinizin
belki hep hayalini kurdunuz ama hiç gerçekleşmiceni umdunuz bi insanın sözü ya da dierleri
merdivenden kaymanız, bi anlık
bi telefon çalışı, bi anlık
ya da çalmayışı
saatin o sesi ve uyanmak, bi günün daha başlaması belki sizinle aynı anda okula, işe ya da herhangi bi yere gidenlerin aynı anda uyanıp, yeni bi gün demesi
sadece bi kaç tanesi bugn daa güzel olcak desede...
bi şarkının çalmaya başlaması ve de anıların canlanması
anılarımın canlanması
bi düşünceden dierine geçmek, aklıma birden abuk subuk şeelerin gelmesi, sora bi an durduumda ilk aklıma gelenle son düşündüümün alakasız olması, ve benim saçmalamam
ama bu hep olmuo mu?

ve kar!
hala camının önünde büük ne amaçla yapıldını annamadııım ama sigara içmek yada sadece biraz hava almak için ve de adrenalin tabee, çıkılabilip, oturulucak bi bölüm var mermer, tabe sadece çicek koymak içinde yapılmış olabilir ama bende sığıyorum... sonuç olarak bunnarın hepsini annem daa önceden düşünde ve tel gibisnden saçma bişile kapattı
whatever işte o annattım yere hala kar düşüo çatıdan, bunun nssı olduu hakkında herhangi bi fikrim yok çünkü o aynı mermer olaydan üst katlardada var. nedir yani, düşüp bi anda yanamı dönüo, pff bna ne onu açıklayabilsem karnemde o 1 durmazdı

almayı bıraktığım vitaminin karşımda duruo, gayet üzgün yada bna öle gelio, sanırım eski ilaçlarımın durduu yere koyma vakti geldi artık, belkide gitmek istemiodur, bna biraz daa pozitif enerji vermek istiodur ama onu veren başka birileri var sankii
SANA İHTİYACIM YOK OADw!(adı)
bgun yine o kitabı gördüm, alsam okurmuum die belki 76. kez düşündüm ama sora yine bırktım ama bi gün alcak, ağır gelsede alcam okicam, sora bi daki gdişimde "aa okudum ben bu kitabı dicem"
ama önce evdekileri bitiriim içimde kalıo..

hatta şimdiden başliiim...

creen

Cuma, Ocak 27, 2006

naaaaazlı sinir oldm snaa!!!

ooh paramı da aldım, iki franszca ders parası, hiç bi zaman asla o markayı kullanmam dediim ama bi şekilde kendime uydurup, yakıştırdıım ve de vazgeçilmezlerimden olan küçük lv çantanım içinde duruo 80 ytl, çok ii ama fena da diil, en azından bi süreline daa idare eder..

yapıcak hiç bişiyim yok, daa doğrusu arkamda hssettiiim bel ağrısından dolayı yapabilecek bşiiim yok, ablamlardan gayet mutlu ve "ben mi kayıcam karda" şeklinde, çıktım , apartmana ne mantıksa anlayamadıım, merdivenlerden çıkılıo, tabe ben yaklaşık 15-16 merdivenden aşaı inmek zorundaydım, indim tabiki de ama ayaklarım havada bi elim kıçımın altında, dierini hatırlamıoum, sırt üstü her basamakta hızım giderek artmış bi vaziyette, şu anda bunnarı yazarken hem gülesim hem aalayasım gelio, fenerbahçeden çiftehavuzlarada aaalayarak geldim.. şimdi salak salak oturuoum.. çenemi elimin üstüne bile koyamıoum, avucumun içi acıoo..

papatya çayımı içip, eti cici bebe bisküvilerimi yiyoum, çayıma banıp=Pp
çook eelenceli, asskımı öslüoum, güya bugn görüşcektik ama nedeni yazmak istemedii şeeler, içim sıkılıo düşündükçe ama biz böle mutluyuz whtever, asskmla yrn görüşcez ve ben birazdan bilmemkaçıncı kez mor ojemi sürcem

saçımı boyatcaam rengi buldum ama bunu naslıya gösterdiiimde büük ihtimalle klasik tepkisini vercektir.. SÖLEMEM hıh hııh (sen annadınn, hadi hadi bilirim ben annadın=Pp) şimdi ne zmn bu amacımı gerçekleştirsem die düşünüoum
-yarın
-ı ıh
-pazar
-ı ıh dersin var
-pazartesi
-yeaaah!
-naslı da gelsemi acabaaa? soriim.. (naslının msn penceresini açar)naslı gelirmisin?
+gelirimde gününü konuşuruz

yuppi!
sırtıım aaarıo yaaa

yrn çok güsel bi gün olcak, ben mükemmelim, o da mükemmel.. yrnda öle olcak
yrn kıkırdama 3. (aslında 2. ama teknik olarak 3. ) deliimi açmak istioum... ama tabancayla ama korkuoum acır die, pirsinkede para vermek istemioumm

pff sinirim bozuldu yazmicam işte, telefon konuşması yüzünden(bunu da o kişi ii annar, gerçi ne hssettimi bilio, düşündüklerinide yazar!)

creen

Salı, Ocak 24, 2006

sölemek istediim bişi

bgn çok güzeldi, bi kere o vardı, sabah kalktıımda, hayatımda ilk defa kar yağmasın die yalvardım doğaya kendi içimden, yatakta dönüp dönüp bugnü düşündüm, herşey mükemmel olcaktı, ama hiçbi zmn herşey mükemmel olmamıştıki bnm hayatımda, mutlaka bi bokluk olurdu hani olmassa olmaz.. ama garip olsada bugn herşey çok güzeldi, zaten ilk başta o vardı, bu bile günümü güzel yapmaa değerdi ama belki hep bişilerin -ufacıkta olsa- kötü gitmesi lazımdı ya hani..

önümde koca bi kase nar duruo, her bi tane sanki biraz daa mutluluk verio gibi, aslında bni mutlu eden onnar diil, asskm edio=) her dk biraz daa biraz daa

önce alışveriş yaptım, ve büük bi yüssüzlükle aldıklarımı zaradan çıkmadan giydim.. ehueh sonunda sos döküldü ama olsun, ben öölede güzelim...
sora sinemaya gittik, yanımda o da vardı, asskm, ben yanyanaydık, elele ve mutlu, onun yanında olmak bni mutlu edio, onun da aynı şeeleri hssettini bu kdr ii bilmek daa da güzel bişi...
sora kahvemi içtim, ikinci kahvemi, şimdi bi tane daa içcem, radiohead dinnerken
ama önce yazımı yazcam, hssettiklerimi, mutlulumu söleyemioum BENDE YAZARIM O ZMN

aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa,
aşığım lan

herkez annatılmaz, yaşanır der, eet annatılmıo, olunca annarsın derlerdi, bn olmuşum, onunda bna aynı şeeleri hssettini bilioum, ve bu o kdr güzel bşiki, böle camı açıp, dışarı çığlıklar atmak, yada iç çamaşırlarımla kar da koşmak istioum, çnkü üşümem bilioum
İŞTE BÖLE BİŞİSİN SEN

ben de böle bişiiiim, emrenin deyimiyle deli ya da çatlak ya da çılgın ama en önemlisi snn sefgilinim, bu sıfat bna yeter... herneise dediim gbi sayfalarca yazabilirim ama hala yetmez... hoş bişide deişmez, sadece onu her seferinde daa fzla yanımda isterim, ztn yeterince çok istioum

benim bi hayalim var, bugn sen bna annattın
bnm bi sefgilim var, sadece o varmış ztn bugne kdr da ve de o olcak
geçmiş, gün, gelecek
o rüyadaki küçük çocukla belkide ...

benim bi hayatım var, o hayatta deer verdiim insanlar var, aşka inanmamış olan bi de ben varım, ama artık inanıoum, çnkü bi baktım olmuşum, etmişsin

BU YAZI BELKİ ÇOK ROMANTİK, belki bnm dier yazılarıma göre daa az felsefik, belki biraz daa günnük, ama bu yazı bnm hayatım, -- aşık, melankolik, romantik, komik
o zmn bu yazıda ROMANTİK KOMEDİ OLSUN... hatta bu yazının adı da öle bişiler olsun, sölemek istediim bişi olsun, ben mutluuum herkez de mutlu olsun... çünkü çok mutlu olcanız bişi=))

creen

Perşembe, Ocak 19, 2006

ve ben

ehueeheh. çook mutluum, arabada, evde, pizza hutta, durakta, telefonda, kapı altında ıslanmamaya çalışırken hep senleydim.. sen bu yazıyı okumicak olsanda. olsun, benim hssettiklerimi biliosun, her ne kdr yarın bna kızcak olsanda, ama ben sen bu yazıyı okumicaan için sölüoum ben sna aşığım...
2 pizza dilimini yerken de öleydi, sen menüyü almak için giderken de, ya da arabadan bna gel yaparken de. hatta önceden de belkide (belki demek yoktu ama sölicem işte)
üzdüüüüm içinde özür dilerim, hem de çok.. ama bi daa yapmicam söz verioum sana, güvenmesende söz verioum askm...
sölicektim, eet sölicektim ama bu akşam oldu ancak, kötüyüm, hssettiklerimde de kendim olarakta..
o anda ne gibi hssettim biliomsn.. hani bi rüya görürsün, çok istediin bişi olmuştur, sora bi alarn sesi, bi topuklu ayakkabının parkeye çarpma sesi ya da sadece ufak bi gürültüyle uyanırsın.. o anda elinden bişiler uçup gider, pişmanlık duyarsın, aslnda o anda rüyayı gördüne pişman diilsindir, uyandına pişmansındır, bi hata yapmışsındır uyanmak için ve de uyanmışsındır, kendi kendinden nefret edersin... işte öle hssettim askm.. elinden bi anda herşey uçup gitmiştir... ben sni kaybedemem
edersem, bnde olmam zaten

şu anda da senne konuşuoum, sana bu yazıyı yazdımı sölüoum... snde neyle ilgili die soruosun

odam dağınık, ama benim umrumda bile diil. güya bndim daınık oda da duramam dien. şu anda odamdamıım diilmiim bilmioum, bi yerdeim, etraf pembe ve mor, resimler fln var dolabın üstünde. aklıma bugünün başlangıcı gelio, o dolabın içinden bişiler bulmaa çalışıodum giymek için. 1 de evdem çıkmam gerekio. 15 dk geciktim... sora kırmızı üstümü buldum, kombin de yapamadım ya... kötü olmuştu belkide ama olsun...

ordaydın gelmiştin, önce farketmedim.. hani her korna çalana bakılmaz ya=).. neise işte en sonunda ordaydık evde...
şimdi önümde telefon listem var. ben kurallara uyarım, yrn o beyaz kağıt üstündeki lila yazılarla senin elinde olcak, büük ihtimalle minibüsteyken, kadıköyden....

ben de şimdi yrn ne giysem die düşünüoum, yine geç kalmamak için.. biraz önce olsun istioum yarın. hani bi haftadır hayalini kurdumuz cuma günü...

bugün seni hayal kırıklına uğrattım askm ama ben normalde kötü bi insan diilim... böle yapmam, sadece sna sölemek istedim ama pek dooru bi zmn diilki, tek istediğim dürüst olmaktı.. bna çok kızgınsın...

pff iice melankolik oldu, arkadan da yalnızlık paylaşılmaz çalıo... loş ortam fln, sanırım bitirmem lasım artık, sende bekliosun.. ama sabır askm sabretmek diymi??

creen

Cumartesi, Ocak 14, 2006

sen&ben

mutluluk aynı anda hem sevinci, hem üzüntüyü duymak, hem acaba sevio mu die merak edip hem de sevdini bilmektir... benim artık bi aşkım var, mutluyum...
ve de ii ki varım...
kendi olduum gibi davranmak ve onun beni olduum gibi sevmesi, sadece BEN olduğum için bana değer vermesi ve sonrası...
sadece ben gibi ben
sadece kendi gibi o

creen

Perşembe, Ocak 12, 2006

bi anı...

ağzımda seyvandan çıkarken aldığım o küçük minik şekerlerden var. limonlusunu yiyorum. bugün yine içmicem die güne başladım... sabah kalkınca, dışarı bakınca hemen programımı yaptım; kalkıcaktım, kahveden ve küçücük ekmek ve arasına sığcak kadar olan o uzun dil peynirinden yicek, annemler çıktıktan soora odamı ve mutfağı toplayıp taksime gidip muratla buluşcaktım ve de içmicek uslu durucaktım, yapmadımda diil hani, şööleki planın başı gayet düzgün gidiodu ki ben vapura binmek için saatin buçuk olmasını beklerken sigara alana kadar, sora seyvana gittim, vitaminimi bitirdim, müzik muhabbeti yaptım ve votka enerjimle başladım.

devamı ve bütün gün çok güzel geçti, sabahki kendime koyduğum yasaklarla başa çıkamasamda, kendimle anlaşma yolunu buldum... bazen insana o kdr mutluluk verioki 3 dk içinde vapur kalkıcakken, kendinin tünel yolundan koşuyo olman ve sora vapura son kişi olarak binmen

evet taksim sadece bir kişiyle güzel... arkadaşlıkla güzel... eve geldiimde sabah planını yaptııımlarımdan sora hiç bşi yemedimin farkına vardım, hap almam gerekiodu, kötü hissediodum ama kendimde aç karnına alcak cesareti bulamadım. mutfağa biraz yourt almaya giderken annemin "aç mısın" die sordunu farkettim, eet açtım, ama hayır dedim, canım yemek istemiodu saatte 8i geçmişti. biraz yourt idare ederdi, zararlıysada bna ne... ama sora kendimi annemin köftesini ve pilavını yerken buldum (ki naslının şu anda "oh be" dedine eminim)...
tvde film vardı... böle sanki beni akşam mutlu etmek istermişçesine, bugünün büyüsü hiç bozmamakçasına

aynanın karşısına geçtim, saçlarıma baktım, iki yandan yine ördüm eet artık saçlarım kısa örünce çok şirin duruo. ben de bunu bildiim için örüoum...
kitabımı, su perilerini hala okuyamadım, ya ben okuyamıoum ya o ağır yazmış ama inanmak istemioum... ama okicam yazım bitince okuyucam

bugün sevgiden emin oldum, insanların deiştini gördüm (ki bu sölediimden de daa soora pişman olmicam)... iiki bu dünyada oldumu, beni ben olduum için sevebilecek bi insan oldunu gördüm
ah keşke palmieye geri dönsek


film çekilcekmiŞ. adı konmamış aşklar dı sanırım umarım yannış hatırlamıoum. benim üzerime yazılmış bi film, çok gururlandım ve mutlu oldum, çekip çekmemeleri önemli diil, gerçi fikir anası belli, şaşırmamak gerekir...

bugün yine insanları düşündüm, istiklalde yürürken, sora hemen kafamdan atmak istedim, attımda... artık kendime hakim oluoum... ayrı hikayeler die başlamicam bu sefer... ne çoklardı, ama üstüme gelmiolardı, bana ne ki, hatta ben onların üstüne gittim, hepinizi yerim ben

c'est la vie, bugn şarkı sözleri konusundaki rezillimi farkedince, votkanında hafiften etkisiyle hep güldüm ama bu olayı anlayabilcek tek insan var: yanımda olan...


kitabıma dönmek, ayakkabılarımla yataımın üstünde yatmak, parkelerin üstünde dans etmek, yazlığı hatırlamak, ordan da fransa anılarını bulup, tekrar gitmek istemek istioum

ve bugnn şarkılarından biri.. yanıbaşımdan ama annamlı yaaa.. eheueh neiseee

sabah alkolik bi mesaj aldım, biralarla ilgili, şööleki bi önceki gece annem bişi annatmıştı, kalktıımda mesajı görünce acaba çok etkilendim annattıından rüyamı görüoum die düşündüm ve tekrar gözlerimi kapadım, sora öle telefonumla oynarken mesajı tekrar gördüm (tabe ben rüyadır die unutmuştum) ve sabah kahkahamı attım, ee mutlu günün başlangıcı
seyvandaki insanları sevioum, tek gitsem tanırlarmı bilmem ama olsun eheueh

pembe yataım bana bakıo, ama ben ona gitmek istemioum... başucumda duran albümü doldurmam lasım, içine küçük notlar yapıştırmam lasım, her gelene de yaptırtmam lasım, ve bunnarın hepsini bu sabah yatakta düşündüm, biran önce gerçekleştirmem lasım.. zor ama bitince güzel olcak.. uğraşırsam tabi!

aldırmassan aldırma ama kendini kandırman gerek! bu söz hayatım ya...
dier şarkınında bna yazıldını öörendim bugn=) oo hem filmim var hem şarkım yine iiim valla... kitabımda kendimden ztn...

işte bunnar güzel bi günün ardından kalanlar, herşeyim

creen

Çarşamba, Ocak 11, 2006

keşke...

ooof bu 3. kez yazmaa başlamaya çalışmam ama hala giremedim yazıya... neise üüf bna ne... sabah bi film serettm filmde kuş uzaaa gidiodu göç olayları fln, fareyede soruolar bu olayın mutlu tarafı neresi, farede dioki bidaaki bahara dönücek olması.. waay beaa dedim
fareyle bile aynı düşünüouz... nerden aklıma geldi bilmioum, o anda hayatımın güzel olmasını istediim ama kafamda güzel hayat benim için nedir die sorduumda hiçbişiin belirmedini annadım...
ne istedimi bilmioum, istediim şeeler mükemmel hayatı yansıtmıo bna
iki gündür bütün gün evdeim, bi şekilde 4 akşamdır eve geç kafam yerinde olmaan bi şekilde dönememin karşılıı sanırım... iki gündür evdeim ve iki gündür içim sıkılıo bööle sanki odamdaki herşey üstüme gelio gibi(kendimi yaşlı kadınlar gibi hssedioum)
kitap bile okuyamıoum, belkide kafamın ii olması yada uyuşmak gerçekleri bnden uzak tutodu ya da onları düzgün düşünemememi saalıodu, bnde kendimi mutlu hssedioum, yada sadece yanımda naslı var die mutluydm yada bilmioum, 10 iirenç günün 1 daa bitti..
annem içerde dayımlarla beraber, ben yine yine yine sıkılıoum, inanmıoum hiçbişiye, güvenmioum hiçbşiye, sanki hepsi bi anda gelip hahaha die yüzüme gülcekler gibi, belkide kendime güvenim yok, yada aptal sevgiliyi oynuoum herneise bölede devam etcek (şööleki ben bunnarı düşünürken karşımda onunda bna güvenebilmesi için hiçbi sebep bulamıoum, benim yaptıklarımıda o asla bna yapmaz bilioum)
keşke bu yazı hiçbitmese, keşke sayfalarca sürse ve ben hiçbi zmn keşke demesem...

creen

Hakkımda

Blog Arşivi