"nasıl işler böylesine çığrından çıkmıştı?
sonra birden anladı: İlaç. hapı yutmuştu, uyanmıştı ve sonra... ne olmuştu?
belki şizofren olmuştu, belki de bir nöbet geçiriyordu ve Rus mafyasının peşinde olduğunu sanıyordu. ama bu imkansızdı. her şey gerçekti. hapı almadan once kaybetmişti nikolaev'e parayı. tamam, son bir kaç dakikadır herşey garipleşmişti, ama bu Caine'in kendisinin garipleştiğini anlamına gelmiyordu. Öyle değil mi?
belki de bu bir karabasandı, ilacı alınc görmeye başladığı bir kötü rüyaydı. hayal görmediğinden emin olmak için kendisini çimdikledi. canı acıdı ama bu herhangi bir şeyi kanıtlıyor muydu? belki de canının acıdığını hayal ediyordu. bu, sonsuz bir mantık döngüsüydü, ya da mantıksız bir döngü; hangi açıdan baktığına bağlıydı insanın. halüsinasyon gören, olmayan şeylerti gören biri, böyle bir şey yaşadığından ya da yaşamadığından nasıl emin olabilirdi ki?"
Given an infinite universe and infinite time, all things will happen. That means that every event is inevitable, including those that are impossible. And it's as good an explanation for all of this as anything else. Now, a lot of stories start in bars, so that's where we're going to start this one. Not because I was there - I wasn't. But because it's a damn good introduction to a very unique... fellow.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hakkımda
Blog Arşivi
-
▼
2006
(74)
-
▼
Aralık
(18)
- yok bile
- döngü
- küçük kıyamet
- demain
- hayat
- iyi ki doğdum
- kendime salata yaptım
- arka sokaklar
- nouvelle
- cesaret edilinebilecek bir şey değildir.ancak cesa...
- w.w.a.d!?!
- ölümüne kankayızzzay hayır böle bi yere bu kdr ezi...
- SENİN VARLIĞIN BENİM VARLIĞIM
- sonuç:
- doumgunun kutlu olsun alicim
- breakfast at tiffany's
- just!
- kış geldi
-
▼
Aralık
(18)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder