Given an infinite universe and infinite time, all things will happen. That means that every event is inevitable, including those that are impossible. And it's as good an explanation for all of this as anything else. Now, a lot of stories start in bars, so that's where we're going to start this one. Not because I was there - I wasn't. But because it's a damn good introduction to a very unique... fellow.

Cumartesi, Aralık 31, 2005

bonne année...

eet saat 21.49 ve de cumartesi.. yani ben yeni yılda evdeim, hadi o tamam... evde annem bi salonda babam dierinde yane konuşmuolar o da tamam ama en azından benim psikolojimi etkilemeden yapsınlar napıcaklarsa çünkü bugün yeni yıl...
boktan bi yıl olucaı şimdiden belli...
pff tvde aptal aptal programlar var... bissürü ünlü insan güyaa şarkı sölüo bizde onnarı dinniouz, eminimki şu anda gecenin acaip derecede tadını çıkarıolardır başka bi yerde, biz de bilmemkaçgün önce çekilmiş, insanların eğlenio gibi duran hallerinden keyif almaya çalışıouz.. fake.. birazdan da 10 9 8...2 1 0 die sayarlar, ama aslında kendilerini başka bi yerde şaraplarını yudumluolardır... sora ailede herkez, sanki küs olduklarını bilmioum, böle birbirlerine sahte öpücükler verir hediyeler açılır fln fln....
klişe bi yılbaşı kutlaması, onnarı bu şekilde bırakmak istemediimden bende bi yere gitmedim ama çok sevindiiim bişi, msnde gerçekten ii annaştıım birinin benim bu zamanlarımı paylaşması

çok sinir oldum tvde mutluymuş gibi şarkı söleyenlere, live lara dediim yok, helal olsnn

bnde salak salak fotoraf çekioum, him dinnioum, kahve içioum... kısa saçlarımla iltifat alıp mutlu oluoum, sora avatarıma koyuyorum resimleri.. ve de mutlu oluoum...

fransadan insanlar gelip happy new year.. gotta go now party diolar
hyr annamadıım ben mi havamda diilim yada yılbaşını özel gelmio yoksa bütün milletmi içmek için bahane arıo ya da gerçekten özelmi??
bu saatte buna kafa yoramam, fazla vitamin ve kahveden garibim zaten

en azından hediyelerim var.. herkezin aldıı ama benim kimseye almadıımm.. kitaplarım var, msnde konuştuum bi insan var pekte fena sayılmaz ve de yannızım, en azından içerdeki negatiflik bna çokta fazla gelmio...
circle of fear çalıo, aklıma dünkü film geldi, nautiluste gezmeye çalışmamız, bi de mor kazaım, hala giyemediiiim...
odanı topla diolar, kime toplicam ki, kendimi düzenli bi yerde hayal edemioum kafam bu kdr daınıkken... hem yine daalcak ztn... daılmicak mı??

creen

Salı, Aralık 27, 2005

bu kadar

bu hafta, geçen hafta, ve bu hafta olacakları öğrenene kadar olan her hafta, bu hafta gelmesin die geçirdim içimden ve her gün bu haftaya küfür ettim, ama geldi ve ben bu haftayı yaşıoum, irenç 5 günün 2.sinde olan bu bi ölümlüyüm, 2si bitti 3ü kaldı yarın biri daha biticek die kendimi avunduruoum ve de sayısal hayata nefretlerimi sunumuoum... kendini bu hayata adamış biri birazdan kapıdan ireçi gircek umarım ve bu hayatı bana açıklicak fonctionları surjective ve bijective olayları sorada des tablaux yu... ben annicam yarın ki sınavdan 4 yada 5 alıp bööle mutlancam, hoj ertesi günde fizik ve gay esparoner in hazırladığı 3 tane lanet soru ve benim karnemde gözüken bi bir var... bunnarın hiçbirini kendim için yapmıoum, sayısal derslerin hiçbiri bni ilgilendirmio.... seneye sayısal okursam, bu yazıyıda tekrar okurum artık....
yeni odamda oturuoum, mor-pembe yataımın üstünde, aslında odam nedenini annamadıım bi şekilde amerikan gençlik dizilerindeki odalara benzio ama bi sorun var: benim odam küçük... yastıkların üstünde, derste tam alamadıım uykumdan soora biraz daa uyumak istioum, ama önce dooru düzgün bişiler yemem sorada hocamı beklemem lasım, uslu çocuklar gibi.

neise yine herzmnki gibi iirenç bi zmnda gelip yazının ortasında girmei başardı, annattı ve gitti...

bugn artık hayatım daa farklı... bişiler eksik, bişiler fzl... bugn bu siteden biri eksilcek...
hoca gelmeden önce çok yazasım vardı, şimdi istemioum..... bi anda yazıcak hiçbişim yok gibi geldi...
ne ben böyle deildim, ne zmn kaybaoldum
rüzgarla dans ederdim ne zmn savruldum
bi ses duydum geçmiş zamandan

çocuk gibiyim...

creen

Pazartesi, Aralık 26, 2005

pff

neden arıosun bni????
neden hala bna bişilerini annatıosun? ben snne ilgilenmioum ki! senin sevgilinle ayrı olman bni ilgilendirmio ki!
ve de sen! oof esas snden nefret edioum, çünkü sen bnm deerimi bilmiosun, bişiler farklı eet ama tamamen diil, şu anda sana o kdr kızgınım ki elime geçirsem boğcam seni, artık hiçbişiden zevk almıoum, o irenç olayları unutmak zor, olaylarda ki kişileri unutmak zor, ama şu anın düzeltmesi de bi o kdr kolay olsada, bu benim istememle olmuo, adımlar karşı taraftan gelsede, devamını ben getirsemde bi daa o taraf arada bi küçük uyanışlar dışında susuo, sevio ama ilgilenmio, ya da o havayı takınıo, naslı bna karşı çıkıo. bırak dio... olmas.. sanki böle bi saat gibi, gün boyu tik tak larını duyuyorum ama ben onu ne kdr kursamda hiç bi zmn çalmıo...
ne yaparsam yapiiim, artık o saat kendi kendine çalana kadar ben olmicam, belki de bi gün onu unuturum...

saçlarım artık kısa, kendimi daa farklı hssetmem içinmi hyr, sadece yaşadımı dier insanlara belli etemk için, o kdr günlük ölü gibi davranışlardan sora, eet ben burdaım yaşıoum, hatta kendimden haberdarım demek için

artık böle yok olmak istioum bazı anlarda, kime sinirlendysem o insan bnm sinirimi deli gibi hssetsn istioum... üzerinde bnm gölgemi görsün
"hepinizi yerim ben"
ama olmuo, zaafım olduundan sürekli yenilioum, mutsuz muuum, hyr gıcııım!!!

creen

Cumartesi, Aralık 24, 2005

i wanna be much more like me

evdeim, iki seksi bacaımda aaarıdıı için, oturoum, hatta yürüemioum, yapıcak bişiyim yok. film seredioum, kahve içioum, çevirme yapıoum mais c'est pas français madame j'suis desole...
=(

yorgunum, aazımın içinde o irenç tat, peşimden koşturan bi annem var boş bulduu zamanlar calpolü içirmek için... sabahtan beri odamdan salona, salondan odama gidioum,, dooru düzgün bişi yiyemioum... yemekte istemioum. piercingim bile fazlalıkmış gibi gelio...
dün şöle bi konuşma vardı.

"neden böle davranıosun?"
"öç almak için"
"kimin neden öcünü?"
"onun bana bu zamana kadar ki davranışlarının sinirini başkalarından çıkarıoum"
"pff"
"ne var, haksızmıım?"

yine hastaydım yatıodum, yanımda da o vardı, aynı koktukta zor sığcak bi şekilde, üstümüze mor beyaz yorganı çekmiş yatarken, bunnarı konuştuk, bana inanmayan erkekleri, hasta olduma bile inanmayan erkekleri.
"sana hiç bi çaba sarfetmeden ulaşan insanlar, senin değerini asla bilemezler"
doğru olduu ama benim hiç bi zmn başarımicam bi durum...

ve aşk böle başlaaaar

ama benim şu anda aşktan bahsedicek halim yok, aşk için çok hastaım, zamansızım, ve de zaten sevioum...
laptopı alıp, salona gidioum, evde herkezin yapıcak bi işi var, ablam ders verio, kadında temizlio bi yerleri... bana pek bulaşmıo, sanırım, beni böle çirkin sesli, punk biri zannedio ehueh, bende sesimi çıkarmıoum işime gelio...
taksime gitmek orda yatıp kalkmak sabahlamak istioum, keşke kar yağsada orda kalsak dedi, biraz sora bu yazıyı okuyucak biri, ehueh keşke....
istediim herkez orda, herşey orda...
-sorma neden niçin
herşey yanlızlıktan
bak bak bak bak
güzel bir gün ölmek için

hyr bu bana uymuo...

-sen ve ben hep böyle kalacaız
git gide eriyip yok olacaız
yavaş yavaş

çok mutluuum çok mutluum....
oof ya ama hala sonuç yazamıouum...
powertürktede sanki tam böle bu olaylara uygun şeeler çalıo, şimdide yalın fln, ay bilerek mi yapıolar annamadım yaa....

bigün çok güzel bi şey olcak ve işte o günden sora o güzel şey bi daa hiç sona ermicek, ve o güzel şey çok yakında olcak, aynı peri masallarındaki gibi ya da tam tersi ama iki türlüde güzel olcak benim için en azından, devamım için....

creen

Perşembe, Aralık 22, 2005

tekrarlar tekrarlar

mutluum mutluum mutluum
artık depresif yazı istemioum yazmak, okumakta istemioum depresif yazılarımı, hatta depresif insanları bile istemioum(nslm dışında)
bnde artık öle olmak istemiouum.. demiomydm, tekrar etmiomuydum LA VİE EST BELLE die?? noldu? şimdimi annadım vie'nin belle oldunu??
tekrar etmek... insanın hayatında aslında hep olan ama hiç dikkar edilmeyen bişi, çnkü dikkat edilmicek bişi... ama olsun, ben bugün mutluum o yüzden herşey herkez hakkında yazabilirim, dikkat edebilirim yaaaaaa
ben sölediim lafı karşımdaki insan yeter diyene kdr sölemeyi çok severim... mesela 29unda dumanın konseri varmış (x4-9-18-40...) yada yarın okula gitmioum(x3-12-55) ööle yane
ama bu çok mutlandıran bişi yada ben salaaaım mutlu oluoum
ehueh olsun ben mutlu oluosam bna yeter(ama bide nslım mutlu olsn)
bugün dedimki, kar yağsın, evde kahvemi yapiim, kitabımı alıp okiim, melankolk olsun ezginin günlüğünü dinliiim, işte tam cerenlik bişi cevabını aldım, ben böleyim çünküü, bu bni mutlu edio, insanları mutlu ediooo
soooora bugün sımsıkı bi sarılmanın sahibi oldum yine çok mutlu oldum sora tekrar ettim
yarın okullar tatil olcak perşembe kar gelio die 50 kez tekrarladılar, saçma çnkü yokki kar yaaa
olsun ben gitmioum okula ehueh yine tekrar ettm
ay ben bugün çok saçmaladım, mutlu oldum, tekrarlar yaptım, nslıyla konuştum saydekimle konuştummmmmmm gördmmmmmmm
saygılar sevgileerrr
-creen-

Pazartesi, Aralık 19, 2005

...nedir...

ask sadece bi insani elde edemeyince mi baslar?
yani bütün olay, o cabalamalar, o kadar gözyasi
sadece bi öpüsme, el tutma ya da seni seviouma
ya da kisaca elde etmeye kadar midir?
peki o zaman ask, elde etmeye kadar olan sürecte
her insanin hissetigi, o garip his, yada
his yanilgisi midir?
o zaman ask yoktur
peki ask, sevdini elde etmek icin cabalamaksa,
ya elde ettikten sonra, devami ask degil midir?
herseyin bir kaç zaman sonra biticegini simgeleyen
bir SEY midir??
adi bile olmayan....

Cumartesi, Aralık 17, 2005


le samedi dernier, c'etait mon anniversaire...
joyeux anniversaire a moi
joyeux anniversaire a moi
joyeux anniversaire joyeux anniversaire
joyeux anniversaire a moi

Salı, Aralık 13, 2005

yanlızlık bencilliktense,
aşk sadece karşısındaki insana mı düşünmektir?
peki güven aşkı getirir mi?
ya da aşk mı güveni?
ikisi aynı anda olmazmı?..
ya da ikiside olmasa...
lütfen

mutluum

mutlu olmak belki sadece onun bana sımsıkı, eet sni sevioum ama bunu söleyemioum der gibi sarılmasıydı... hep açık bi kapı vardır yada biz bunnarı uyduruouz, sanki "sen hep olacaksın" der gibi
güven herşey midir? eet öyleşmiş. nedense buna inanmaz, önemli olan sevgidir derdim, yeticeini düşünüp. ona güvenmioum ama sevioum. o benim arkadaşım, onu hep yanımda olduğunu, beni bırakmayacağını bilioum, seviceni bilioum peki neyine güvenmioum? hem iyi hem kötü davranmasına mı? onu savunmak istemioum, beni üzdünü bilioum... hani sen diilmiydin "kimse bnm azıcık göz yaşıma deemez" diyen. noldu peki şimdi niye üzülüosun?
kendine "ben" die bile hitap edemiosun.

hala ve hala....

ben diilmiim artı, kendime bile yabancımıyım? insanlara kötü davranıoum. sanki bana kendi arkadaşlarımın yettiğini düşünüoum, başkasına ihtiyaç yokki!!
onnar benim herşeim. peki bu benim başka insanlara ters davranma nedenimse, kanıtlamak istediim ne?
sabah bile kızın tekini o kdr tersledim, sölediii şeeler dooru olsa bile, ööle cvplar verip onu haksız düşürdüm ki, en sonunda çekip gitti, bna derdin ne die bakarak...
kötü olduum mu? üzgün, iirenç zamanlar geçirdiimmi? hayır, belki tlfda bi msg ya da cevapsız arama gördüümde değil, ya da cuma çıkışlarda sinemaya gittimde değil.
mutluum mutluum mutluum....

Cumartesi, Aralık 10, 2005

bugün benm doumgnm

mantık olarak yarın ama psikolojik olarak bugün... hiç bilmioum doğumgünümü tam gününde kutlamışmıyımdır... aslında geçen sene biraz öle olmuştu, cumartesi günüydü ve de ben akşam 7ye kadar beşiktaş (hoj gerçi sonucunda kazanmıştım ama bu beni yazılarımı fransadan yazmama sebep olmadı çünkü gitmedim) ta afs sınavına girmeyi bekliodum... hoj girmiştim, kazanmıştım, o zmnlar 6 ay boyunca çıktıım bi sevgilim vardı, sora akşam yemee gitmiştik, annemler fln tanırdı, bende onun annesini fln... casitada yemek yiyip ordanda cafe crowna gitmiştik. starbucks demioum, eet belkide o derecede tikky diildik... ama şu anda bunu başka bi arkadşımla ki bu arkadaşım tikkylerden nefret eder(şu antikicilerden) pff eet işte naslı=) onna yapsam ki dün akşam yapıoduk kendimizi tikky saymayız.. pff whatever...
neise bu senede bi gün öncesinden kutluoum, annemde yarın aile arasında yaparız dedi ki buda benim konser hayallerim suya düştü demektir, başka zaman haruncum... o çıkık seksi dudaklarında benim doumgünümde şarkılarını bana söleyemiceksin...

"aşk içinde yalan içinde tek bir ayna binbir biçimde..."

kahvaltı etmedim sadece kahve içioum, gerçi onuda hazırlayıp unutmuştum, sora mutfaa girdiiimde aklıma geldi "haaaaa... kahveeem" yarı soumu bi vaziyetteydi...

pff doumgünü şarkıları olan (daa doorusu dooumgünümde çalıcaam) cdyi dinnioum ama sanırım çok fzla guano apes şarkısı arka arkaya gelmiş... look at this boy he wears my underwear..
i say yes, you say no!

başlatyınca bitirioum dedim aslında burda bitmesin lazım ama be yazmak istioum...

dün derste cnm çook sıkıldı, bende yarın yane bugn giyceim kıyafti naslıya çiziiim die kağıt kalem alıp (sınıfın ortak malı olmuş) kuruboyalarımla kii şu anda sadece karakalem çiziodum onnarı bi güzel çizdim... tabe naslıya göstermei unuttum...

oh be sonunda bi linkin park şarkısı...

acaba insanlar doumgünlerinde seviniolarmış gibi sadece kendilerini mi kandırıolar, mesela ben hep şu anki yaşımda kalmak istioum, hep 16- 17 en fazla 18 olmak istioum, peki bu 18mden soraki doumgnnerimde sevinmiceim annamınamı gelio???
ama ben hep bugnki gibi mutlu olmak istioum yada ne bilim 18imden sora üzlmek istemioum yada ööle bişiler... çok eski bi arkım msnimi eklemiş onna konuşuou şimdiii...
oof ben doumgünümn bugnden kutlanmasını istemioum. benim doumgünm bugn diil!!!

Çarşamba, Aralık 07, 2005

une petite lettre pour toi...

if seeing youis a pain
then my painkiller is you again
"being with you" hurts less
than IT does when i feel without you
i can't stand more, even i have to i know
or should i say i must to hurt myself more
your soul has me maybe has not got you
you said i should help you TO SAY "ONE DAY, MAYBE"
even it will have an end
but you said it hasn't even started yet
i felt much more embarresed but still loved you
you said you love me too, you said i should help you
beeing not sure and saying i love you
that's not my type but i had never said
"GO, I DON'T NEED YOU"
"cause i always wanted you, needed you and loved you"
...
...
...

Pazar, Aralık 04, 2005

"yarın olsun"

peki bi insan ölmek isterse, yada ben bunu nie yapamas?? çünkü bunu yapıcak kdr bile cesaretim kendime güvenim yok... yapıp neyi kanıtlicam, kanıtlicaım bişide yok... sadece belki artık kendime etrafımdakilere sorun olmam ve de kafamdaki soru işaretleri ve mutsuzluum tamamen kaybolur... belki artık mutlu olurum, kendimi iirenç bi insan olarak görmem...
sıkılmaktan sıkıldıım gün herşey daha mı güzel olcak?
peki ben aşıksam? seni sevioum dediysem?
hay sikiim ya yazamıoum bile....
ya ilk defa aşık olduysam, yoksa ben mi böle oldunu düşünüoum, iki gün sora biticekmi? o yada ben bitiricekmiyiz?
ben o olmasından mı korkuoum?
hyr benim kendime güvenim yok... ben insanların beni denek olarak kullanmasına izinmi verioum? peki ben tamamen ortadan kalksam nolur?
ona bile cesaretim yok ayrıca arkamdan beni asla affetmicek insanlar var....
keşke bazen bazı şeyleri gerçekten düşünerek yapsam...
pişman diilim son olanlara asla ama pişman olduklarımda var.. ama şu anda onlar hiç bi zmn olmasaydıda bişilerin yinede deişmiceni bilmek ne kdr acı!!!
insan kendini deiştiremio, insanlar deişmio, ne kdr nefret etsende yinede o olmadan yaşayamıyosun, belki yaşamayı seçiosun ama bu gerçek yaşammı?

peki benim bu akşam hssettiklerim kendimle ilgili, dışa vurumumdan pişmanmıyım?
kadıköyün tam ortasında bağıra çağıra ağlamak benim seçimimmiydi?

ben neden kendim olamıoum?
neden yeni bi hayata başlayamıoum?
neden artık yazı yazmak ve kahve içmek bni rahatlatmıo?

ama deişmeyen şey naslının yanındayken kendimi güvende hssedioum sanki dünya yıkılsa o bni ayakta tutmayı başarıcak bunu bilioum.., ölede yapıcak...
dedikleri dooru olsada ben kabul etmemek istioum.. hani sanki her zmn bi slm gelicekmiş gibi beklicem gelmiceni bile bile...
sabahtan beri hiç bişi yemedim... kahvaltıdaki yarım dilim ekmekten başka hiçbişi, sadece sigara ve 2 bardak bira... limana naslının demesi üzerine alkol kokarak, gözlerim kıpkırmızı alkolden ve ağlamaktan girdiiimde gürkanın bni sarhoj zannetmesi... bna sandöviçinden bi zorla bi ısırık verip kahve içirmesi, benim buna rağmen ağlamam, naslı içeri girdiinde ruh gibi ona sarılmam ve evet artık güvendeim diip kendimi ona bırakmam...
ve şu anda hala ağlıoum, hiçbişi yapmak istemioum ve son enerjimle bu yazıyı yazıoum..
açlığımı yavaş yavaş hsstmeee başladım.. ı ıh hiçbişi yemek istemioum, hatta içimde olanları kusmak istioum, artık ben bna ait diilim, kendimi bile tanımaz, hakim olamas, kurallarımı koyamasken, başkalarının bna davranışlarını nssı kontrol edicem...
ben kim oldum?
artık kendimi bile tanıyamıoum, aşık mıyım ben?
naslı yeni bi hayat dedi...
naslıyla yine konuştum...

"ceren o mesaj neydi?"
"hangi mesaj?"
"bu akşam yannış bişi yaparsam bni affet yazan mesaj"
"hee bilmioum takside atmıştım"

dooru sölüo ama ben kabul edemioum, gerçekler her zaman kabul edilemez olmuştur.. ama o benim herşeim....
artık yazamıoum klavye elimden gidioumş gibi... açım ve midem bulanıo, tek istediiim biraz su ve kahve...
ablam açmısın die sordu... hemde nsl?? ama hayır dedim, eer sabahtan beri bşi yemedimi bilse beni öldürür hralde ve o yemekleri boğazımdan içeri sokmaya çalışır ama ben istemioum...
yarın olsun, çabuk!!!

Cuma, Aralık 02, 2005

hayaller

dşrda sevdiiim şekilde yağmur yağıyo.... az ve insan içine dolan, hani yeniyıl zamanı böle az kar yağar ama yere düşene kdr erir ve yağmur olur... elinde kahven vardır, yanında en yakın arkadaşın... o zaman insana güzel gelir, hep o anı yaşasak belki de bize bu kdr çekici gelmezdi....kahvenin sıcaklığı, üzerine gelen ve her birinde seni daa mutlandıran o damlalar, yeni yıl ışıkları... ya ben bu akşam çok melankoliiim yada gerçekten bişiler gzl..
eve geldm... masamın üzerinde annemin yazdııı iki not: birincisi bi kıyafetle ilgili, siyah bi kazak...
diğeride da vinci yi annatan ve bi kaç resminin bulunduuu bi sanat kitabı, beraber inceleyelimmi demiş.. bende ki sanat tarihi tutkusu onada yansıdı yada onda her zmn olan bu tutku, bna da biraz geçmiş... kağıdın dier bi yanında bnm nedense çok sevdiiim bi olay: not yazılan kalem kağıdın hemen yanında... bu bna bi çeşit düzeni, kağıdın gerçekten bişiler hssedilerek yazıldını, sanki yazdııı anı kalemi yanına bırakışına kadar annatıo
kitabı elime aldım... ince bi kitap yada kitapçık, içinde bissürü tablo var ve fransızca bi kaç sayfa yazı...
"insanlar büyüdükçe hayalleri küçülürmü?" çok duyulan, soyutlaşan ve önemsizleşen bi söz.. sanki bugün duyduumda ilk defa duymuşum gibi geldi, küçücük bi çocuuun aaazından o kdr farklı bi tonlamayla çıktıki...
eet insanlar büyükdükçe hayalleri küçülür... aslında bu sadece dışardan görünendir, insanlar bi şekilde büyüyüp bişiler öörendiklerini zannedince kurdukları hayallerden utanırlar ve de sanki dışarıya bunnarı hiiiiç düşünmüolarmış gibi gözükürler, iç dünyaları ne de olsa onnarındır.
bu truvalılara benzemiomu?? şimşekleri çakanın zeus, depremleri yaratanında hades oldunu zanneden küçük insanlar... küçükler çünkü hayalleri büyük...
oysa daha sonradan artının eksiyi çektini yhada yer altında enerj biriktini annayınca, bilimi annayınca deişen insanlar
eet belki bu zamanda artık tanrıları aştık ama hayallerimiz hep bizimle.... o büyük insanlar çekinseler bile
ben o insanları sevmioum, ben dolmuşta kuyrua aradan katılan o teyzeyide sevmioum, bna gülümseyen hala içinde sevgi bulunduran o sarışın elinde mango torbası olan ve tam benim arkamda duran kadını çok sevioum....
insanların çeşitliliiini ve herkeze göre bi tane kesin bulunmasını sevioum, ters düşününce benimde farklı biri oldumu ve birileri için burda oldumuda bilioum...
bugn sinemaya gittim
en sevdiiim insanın omzuna yaslanıp, elini tutup bütün filmi serettim, o benim saçlarımla oynadı bnde onun dibinde aaaladım... ama filmden hepimiz mutlu çıktık...
ağlamamla dalga geçtim, dier insanların dalga geçmesine izin verdim, sorada bn onnara aynılarını yaptım...
sora ben o çok sevdiim insanla başbaşa kaldım, beraber taa bu yazının en bşında dediklerimi yaptık, okulu annattık insanları, konserleri, kahveyi, birbirimize asskm die hitap ettik....
şimdi evde pijamalarımla oturuoum, midem bulanıo, sanırım artık saymadıım kdr içtiiim kahveden... sigara yok artık ne zmndr ama kahve yanında istetio ama izin vermioumm....=))
(oof şu hayaller kelimesinide sürekli iki y yle yazmasaam yaaaa l yerine bööö)

Pazar, Kasım 27, 2005

en güzel günüm ve gecem
mutlu olduuum bi an
peki insanlar mutlu oldukları anlara bakıpta neden hüzün duyarlar
ya da şöyle mi sormalıydım:
insanlar o mutlu oldukları anda düşünürlermi
bi gün o an akıllarına geldiklerinde hüzün duyacaklar?

fromdeepinside

ya ben yinemi sıkılıoummm??? herşeyden, herkezden olduu gibi,... yada şu anda bni soğuk tutan şey, onun bna duyduuu güvensizlik yada inanmama durumumu???
kesin olan bişi bna güvenmedii, ya da benm bu güveni sağlayamadııım.... bna hala satır aralarından, yazarın okuyucuya vermek istediii esas cümleler gibi, sen misin o kız ? demeye çalışıo.. eer bna güvenmiosa, eet bnm ve her zmnda o güvenilmeyen, senin arkandan iş çeviren kız ben olcam....
birazdan telefonum çalcak ve de ceren bunnar ne demek oluo dicek.... ama hayır demesini istemioum, sanırım yeterince açık...
yazı öle olsa bile, ben ona karşı hiç bi zmn ööle olamicam(hehe olduum halde anlaşılmicak daa mantıklı olur) asla böle bi yazı yazmak istemezdim ama bilmioum, ben buraya içimi dökmüomuyum??
şu anda da dün akşamdan beri sinir ve nefret duyuyosam nolmuş??
ben suçlu diilim.....
ben haksız diilim....
ben arkasından iş çeviren diilim....
ama istenirse çok kolay olabilirim.. bu bi tehdit mi hyr... ben sadece kendimi annatıoum....
aazımdaki sakız, sanki benne dalga geçermişçesine aaazımın içinde köşe kapmaca oynuo... yada olaylara aaalamak diil, gülüp geçmek lazım demek istio...
yuttum!
kimya sınavı çalışma sorularımın yarısı bitti, dier yarısıda bitirilmek için beklio, güya bugün ders çalışılacaktı, arkadaşla oturulup, neise artık, kimya diilde fransızca olcak...
ve ben annatcam, annatcam, annatcam......

Cuma, Kasım 25, 2005

yalancı hediye paketi

ne yazıoum die düşünmicem, sadece öölesine harf yığıntısı bile olsa, ben yazmak istioum..
başkalarına, tanımadııın insanlara hatta tanıdıklarına bile herşei annatma derken, gidip hiç tanımadıım bi insanla dertleşebilioum...ya da edebiyat sınavım çok kötüydü diip bi ders sonra hyr yaa ben gayet güzel yaptım demem garibime gitmio... artık kendimi yadırgamıoum, etrafımı, çevremi, hatta ne bilim sevioum.. ilahilerdeki tanrıya duyulan aşk gibi bişi bu.. kabullenme, ulaşmada zorlanma ama kabullenme...
her sabah anneme bıraktııım notları sevioum, onunda bna bıraktıklarını çok sevioum, sonuna sçs yazışımız büyük harflerle... anne para aldım, anne bu yemei yaparmısın, anne bu böle oldu bişiler yapmalısın yada anne ben buraya gidioum... kızım yemeini koydum, canım paranı bıraktım, kızım odanı topla benim acil çıkmam gerekti akşama gelenler olabilir gibi....
arkadaşlarıma attıım msgları ve yaptııım dedikoduları sevioum, o an böle bitmesini istemezmişim gibi....insanlarla ilgili konuşmalar uzuyoda uzuo, bi sigara arkasına dieri, yanında bi kahve gibi...
yada yeni bi kitap alıp, okumak, yeni alışkanlıım altını çizmek yada kendimi sanatsal hissetmek gibi.... bunnar gerçek benim gibi, kendimi annatma yöntemi..
en sevmediim soru: kendisi 3 kelimeyle annat... NASIL?? o anda hangi 3 kelimeye sığabilirki koca bi insan... en klasik cevap: arkadaş canlısı, dürüst, iyi niyetli.. bu cevap yazılırken bile insanların dürüst olmadııı ortaya çıkar
beni en iyi annatan 3 kelimemi: melankolik, megoloman, sadist ( eet 3üde birbiriyle çelişio...peki bu benim yalan sölediim annamınamı gelio) HAHAHA

Perşembe, Kasım 24, 2005

uzak

geri döndüğümde değişen bişey olmayacak..
bu ev hep sessizliğimizi ağırlayacak..
çoğu kez aynı hissettiğimiz soğuk geceleri..
bu oda hiç değişmeyecek;
sen hiç büyümeyeceksin..
değişen sadece ben.. sen kendi masumiyetinde.
bense sana dokunurken;
aslında senden kilometrelerce uzak olacağım..

hayalet

avucunun içinde parmaklarına dileniyorum..
içimde zaten sevmediğim ve hiç..
hiç bilemediğim yalanlarım vardı..
belki sen de seviyorsundur tüm bu yalanları..
ama gerçekler sana daha çok yakışıyor..
saat geç oldu artık..
dans edip , eğlenmek için..
sana benim ben olmadığımı anlatabilmem için..
çok geç artık..
mutlu olmanı hep isterdim..
gözlerime bak sadece..
dudaklarımı oku..
bana "onu" söyle..dilinden saklayıp içinde tuttuğun..
parmakların konuşmasın bu kez..
bu kez ellerin donmasın..
ruhun uykuya dalmasın..
sana gerçekleri söylüyorum..
ben iyi biriyim..ama suçluyum..
suçum iyi biri olmaktı heralde.. suçum "sen" olmaktı çünkü...
"sen"i kendimle tanıştırdığım için içimdeki insana sevdirdiğim için..
suçlu olan "ben"im..
mutlusun aslında ; görebilsen tüm bu sevgiyi..
görsen zaten mutlu olabilirdin;
ağlamak yerine..
sen...
kendi damlasında boğulup; yardım için kuyuya saklanan..
sana yardım ediyorum ; buna ihtiyacın olduğu için değil..
seni sevdiğim için..
" "ben" , "sen" olmadığım şu anda; sana sesleniyorum..şimdi.."
son bir öpücük için belki de..
ilk ve tek..
ötesi yok ki...
mutlu olman için; mutsuzluğumu isteme benden..
şimdi yüzüyorsun..
o zaman boğulabilirsin.. o zaman bir "yok" olabilirsin..
o zaman yanımda kalamayabilirsin..
çünkü..
çünkü sevgine ihtiyacım var..
ben...???
ben boğuldum aslında çoktan beri..
tüm bu gördüklerin hayaletim..Ve bende görmek istediklerin
....

mutlanmak

ooof yaa yine moralim bozuk benim.... hane mutlu gördü ya insanlar bütün gün bni bi şekilde bozulması gerekio sanki
insanlara ne kdr ii davranırsan ki hep bunu başkalarına hata die sölerim, kendin o kadr çok yıpranıousn.. sorada adın orospuya çıkıo... bi iki cnm dedin die... böööööööööğyk
"heey ceren nbr nps?"
"ağlıoum ve kusuoum"
oof bna ne, derlerse desinler.... öyleysemde ööleym vede gurur duyuyorum, iki gn sorada aaa bu biseksüeldr dışlayalım derler... HAHAHA... hane kızlara asskm fln dioum die...
desiiinler, ben olmak istedikleri kişiyim, arkasından konuşulan kişiyim...
pembe kocaman pufumun üstünde oturdum, yarın gzl bi gün olcak, ctsde sorayı düşünmüoum bile(kafiye yaptm neise, yine yaptım ehehe) diouuum xlik konusunda haklııım, şu anda mutluuum, hayatımda abim gibi sevdiiim bi insanla konuştum ve onun bi "alo hayatım, iimisin?" demesi, yada sorada kocaman önemi olan bi insanla konuşmam bile yetti benim için...
mutlum hemde çook...

Çarşamba, Kasım 23, 2005

bu da sna bnm yaz kaderi arkadaşıma


oof oof yonja yorumu gibi dimi be?? 23. 11 .2005... okuldan kaçmaya çalışmak o kdr zor olmasa gerekti... alt tarafı 40 dk önce çıkcaktık...
bi gün bi msn konuşması oldu...
"nazlı, ben çok ösledim fransayı...."
"ooof ceren bende yaaa"
ve o küçük konuşmadan sora okulda birbirinden ayrılmayan, haftasonlarını duman dinleyip, içip kusmakla geçiren iki kişi çıktı ortaya... kendi deyimleriyle iki k----.... ı ıh sölemem...
sırları saklayan, dedikodu yapmaktan kendini alamayan, hayır biz diiliz o düşündüünüz şey dien... mertlerle başa çıkmaya çalışan, kültürlü " yaa ben sanat tarihi okuoum" dien iki insan...
"akşama dooru azalırsa yaamur, kız kulesi ve adalar" vapurda bi türlü, kızkulesi bölümünü tuttaramayan....
yazı özlemek pekte özel bişi olmasa gerek, peki ya yaza karşı duyulan aşk, aile yanında diil, tek başına fransadasın, bissürü yeni arkadaş belkide seni mutlu eden bi aşk... bunnar birleştirdi bizi, belkide geç kalınmışlık, eskilerden kalan, asskm muhabbeti...
"bak bu kitapla başlayabilrsin, yazıları büyük, ince"
daa kaç kere kurulucak ama dinnenmeyecek olan bu söz.... ve daaa niceleri...
ama bugn unutulmicak bigün....15 dk erken oldu en azından....
hani bi tane film vardı "the wrong trousers" die yannış pantolonlar.. bugünü hatırlatan... yoksa thirteen mi diim bizi mi annatsın... hayır o kdr da diil
bu yazı belki dierleri gibi FELSEFİK olmadı ama içinde büyük bi dostluuuu barındıran bi yazı oldu... sadece iki kişinin hissedebilcei...

erdem'e

ve öncelikle bu hikayemin yannış annaşılmasını istemioum, şu anda okuyup yandaki resme kötü gözle bakan insan(lar)a. isteyen istedii gibi annar, çünkü yandaki insan her ne kdr son zamanlarda görüşmesekte(bazı satma mı deseeem, zaman uyuşmazlımı deseeeem) ve o bilmesede benim hayatımda özellikle bu yaz için ööööönemli bi yeri olan insan...
yazın başı, daa insanlar palmieye yeni gelmeye başlamış ve ben bi akşam çok güzel(!) bi haber alıoum.... perendi ailesi bizim evi satın almak istio, tabe o zmnlar onnar için içimden neler dediiimi erdemde bilmiodu... sora bigün bakkala gidioum, moral bozuk ztn, işte orda bakkalda durmuş konuşuoum, ön taraftada birileri oturuo... bakkaldakiler dioki " bak işte sizin evi alanlar" (sıçsan hemen öörenilir bi vaziyete geldii için..ev artık orda diil die düşüncemin fln deiştiinden diil) sora böle kıvırcık saçlı bi çocuk bakkaldan o ÇAMLICAsını almak için girio, dolaba dooru yürüo ve açamıo, içinden ne düşündünü bilmioum ama dışardan rezil bi durumdu... bende bu sırada sen o dolabı açamıosan, çatı katında(ki benim için ne kadar özel oldunu soradan öörendiin) dolabı hayatta açamassın die düşünüoum.... ki mutlaka o da bi olay olmuştur...
sora ben yarı şaka yarı ciddi aslında gayet ciddiydim ama "evi almaın" dioum... o da bna gülümsüo..... neise parayı ödeip çıkıo...
sora ben arkla beraber bizim eve gidioum, annesi babası fln gayet ii ama olsun evi alıolar, işte babalar para muhabetti fln bööle ööö yane.... biz gülüouz komik oldunu düşündümüz şeelere fln sora başlıo ev gezmesi, işte aynı yaşta, okulların yanyana oldunu fln ööreniouz... sora erdem evi gezerken çatı katına çıkmaaa zahmet bile etmio.. ööle annesini beklio aşaıda... (ki soradan kendi odası oldu)
ve işte tanışmamız böööle başlıoo...sora benim fransaya gidişlerim fln.... döndüüümde arklarla cin çaarıouzzz.. bna önemli ama saçma gelen bişi sölüo... aralık ayıyla ilgili işte... ama ne oldunu sölemio tam olarak....
arada sinemaya gitmelerimz yada planlarımız, iskelet anahtarın rezilli fln....
erdem işte böle beni moral olarak o bilmesedee çoook(!) etkileyen, palmiede ilk gören gözdeye göre çoooook tatlı, kadıköy anadoluda gülcenin biricik arkadaşı, mesutu tanıma sebebim tabe bu yüzden de ada da kavga çıkmasının nedeni....
yaaaa erdeeeeeeeeeeeeeeeem... işte yazın işte anılar... seninle ilgili...

pembe bi yazı

pfffffff pfffffffffffffff pffffffff eve yeni geldim okuldan güya erken çıktım... tabe okul evde devam edio... bitmek bilmeyen bi şekilde, bu seferde mükemmel bi matemati sınavı vermeme rağmen NEDENSE hoca gelmeye devam edio....

dışarda yağmur yağıo... sanki benim ii olan moralimi zorla kötü yapmak istermişçesine ağır ağır başlayıp şiddetlenio ve en sonunda da teslim oluoum... ve o sanki benle dalga geçer gibi devam edio yağmaya, daha fazla acı vermek için, daha fazla şiddetlendirmek için acımı...
ama artık yapamicak, çünkü bu yağmur bitcek ve yeni başlayan yağmur eskiden olduğu gibi beni üzmek yada korkutmak yerine melankolik ve neşeli bi havaya sokucak.. bu bi çelişki diil--bu benim...


hocanın gelmesini o sahlep ve kaymak karışımı kokan, yazıldıında insana güzel bi kokuymuş gibi gelsede 1.30 saatin sonunda, taa en başında ki iirençliii ve uyku getirmesi şiddetlenerek artıyo...
sanki onun içine hapsedilmişim ve matematikten ii not almak için diilde daa ne kdr dayanabilcemi ölçmek için gelip, ben onun yanlışlarını düzeltince bna salak muamelese yapıp, arada bi eski dille matematik dilinde uyuşmazlıkların esprisini yapıp siktir olup gidio, ve benim iki saatim bitmiş oluo.. gerçi hakkı var o olmasa bugunki sınavım belkide bu kdr ii geçmezdi ama yinede en azından sahlep içmek yerine dişlerini fırçalayabilir diymi? ama yemin ederim hergece bizde olan ve sanki annemin küçük oğluymuş gibi davranan, hep benim yaşıma ve kardeşim haline gelmeyi dileyen ercanla bile dersler daa az yorucu ve eelenceli geçio...
belki benim hep ona bişiler ikram etmemden ve de kendim yememden yada bilmem belkide yaş seviyesinden, en azından ders aralarında kitapmış, filmmiş, müzikmiş konuşuluo.. buna erjanjımın okicam die aldııı da vinci şifresini eklemioum ki bu yaklaşık 6 ay önceydi


ay neise hocam geldi ve gitti oh beaaa
ya herif nerden buluo bu enerjiyi ztn, soruları böle sanki savaş kazanmak için taktik buluomuş gbi bi zevkle çözüo, adam sanki orgazm oluo tööbe tööbe 60 yaşında adam...
ben 16 yaşımdaım(11 aralıkta17 me bascam) koca gün 3 derse girdim ölmek üzereim, ne diiim bozulmasın enerjisi....


cuma günü edebiyat sınavım var ama bugnkü matematik sınavımdan sora o bile moralimi bozamaz yapcam, hepsini yapcam, daa sınav getirin onnarıda yapiim haaaaaaaaaaaaaaaaa....

ooof artık mutluum, moralimi bozuk, depresif davranmayı istemioum
ben X gibiiim, hep deişken, hep bilinmez ve Y yardımıyla hep ne oldunu bulmaya çalıştımız.... belkide hayat X gibi, yada aşk ama ben onu buldum...

Salı, Kasım 22, 2005

ben diilim ama varım

geçen gün benle aynı olan biriyle tanıştım.. sanki böle benim düşüncelerimi, sevdiklerimi sevmediklerimi almışlar onun içine koymuşlar ve benim ileride ii bi arkadaşım olacak kızı yaratmışlar.. bugün kar yağsaydıda buluşsaydık=(
neise artık cumartesi yada başka bi güne kaldı...
gülmek istioum deli gibi kahkalarla gülmek, insanların o yapmacık gülüşlerine ben gayet içtenlikle gülmek istioum....
yüzümdeki ifadenin karganın aazından peynir düştüündeki tilkinin surat gibi olmasını istioum...
bi erkek tarafından esir edilip, davranışları kısıtlanıp bizle bile konuşmayıp engelleyip ama suratımıza gülmek, arkamızdan ÇOK HAVALANDILAR diyip yüzümüze o sevimli kız sırıtmasıyla nasılsınız demesi... ben o diilim, biz diiliz... o olmak istedii kişi, kendini üstün görüp bazı şeyleri ilk tatma istei yada istemek diil sadece ilkliiin cazip gelip denemesi, yada deneyemicek olması... KORKUP o ii kız yaa HAHAHA
benim yannış düşündüüüm bi şeyi farkedip hala eet bencede dooru düşünüosun demesi onun salaklııı, benim ona yannış düşünüosun diyip aazına sıçtıımda hyr ben dooru yapıoum demesi de onun salaklıııı.. yada biz salaız....
ben o diilim... o kimse diil... olamadı ama sadece etrafındakileri taklit edipte varolmaya çalışan?? biri diyemicem çünkü diil ve yok...
ben ise varım ve karşısına geçip gülmek istioum... koridorda kahkalarımın yankıları susmayana kadar...

Cumartesi, Kasım 19, 2005

meant nothin to me
just a life happier
maybe a chance to "smile"
things gonna be better
sanat tarihi dersime gidioum.... bugün daa iyiyim....

Cuma, Kasım 18, 2005

ben neyim?

nefret ediou nefret edioum nefret edioum...
başım deli gibi aarıo, müthiş mükemmel süper bi filmden çıktım... uzun süredir bu kdr zevk alarak ve de başımın beynimin içine sıçılmadan bi film seredebldm ne mutlu bna....
güldüm aaaladım, heyecanlandım...
gitmek istioum çok uzaklara, sadece yanıma istediklerinde gelebilcek annem, küçük ablam ve yağmur olmalı... ve arkadaşlarım: nazlı, cansu, demet, emily ve tüm dier fransa grubu ve meriç ve hande ve tuuba ve vs...
istedimi yapabilmeliiiim, kimse bni zorlamamalı, bişilere.... zorla istediklerini yaptırmaa.. artık bunnarı aşmak, çılgınca baarmak ve sonununda kabuumdan bi çıkmak... bi kaplumbaa için kabuundan çıkmak ölüm demektir, ondan ayrı kalmak, onlar hayatlarını bu şekilde bağlı kalarak yaşamak zorunda olduklarını bilirler ama aynı şekilde başka hayvanlar için kabuktan çıkmak doğumu simgeler, onları neyin bekledini bilmezler.. peki ben kaplumbağa mıyım yoksa bi kurbağa mı? kimilerinin hayatta kaldını kimlerinin daa doomadan kaderlerinin belirlendii...
ben neyim??

söylenen karşılıklı seni sevioumlar ösledmler gerçekmi, peki aşk gerçekmi ööle bişi varmı?? insan yaşarmı??

şu saatte belki evde olmak diilde dışarda bi yerde sızmş olmak isterdim deli gibi sigara içki ve sonra arkasından gelen bi yudum kahve....
yinemi depresyon triplerindeim...? bu bi oyunmu?? kazanan kaybeden var, kaybedenler baştan kaybetmiş... daa kabuktan çıkarken.... peki ben daa kabuktan çıkmadıysam, hala kazanma şansım varmı?? yoksa bende daa başlarken kaybedenlerdnmiiim...?
aptal okul aptal yönetim...
forma boktan, sınav tarihleri boktan, ezberi boktan, sayısalları boktan....
pazartesi ardarda iki sınav: din ve fizik biri ezber biride hiç annamadııım bi konu ve bnm bunları ezberlemem ve annamam için 1.5 günüm var.. sikiiiiim yaaaa...
mailbox ım boş, gelen mail yok msnde slm veren yok.... ben yokum

Perşembe, Kasım 17, 2005

kararsızlar....

bi hayatım bile yook... yanlızım demicem, bu sadece bi yanılsama, insanların kendilerini kandırma yöntemi, ben yapmicam...
"nbr slmsz" (sanki ben slm atan diilm hep)
"ii snden" (bu ii de prosedür gerei oldu, bok gibi olsanızda iiim)
"bende ii nps??"
"ders sen?"
"bende"
pffff eee ders ders ders aptal hiçbişeye yaramaaan sınavlar, işte yrn bi tane daa var.... tarih, çok lazım biz büük adam olcaz pff
herkez ayrı bi havada, yapıcak işleri, gidicek yerleri var, arayıcak insanları, hepsi sanki ben meşgulum ilgilenmioum havalrında... ee nereye varcak bu... bi gün arayıcak kimseleri kalmadıında... havalarını atarlar o zmnda... peki bnde böle yapmıoum, "gelemem işim var" bu cümleyi kaç kere kurmuşumdur insanlara, artık hojlanmadıım insanlara....
onlar yada ben deiştim ama kesinlikle ben kendi kendime deişmedim, hayır demek zor diilmiş meğerse, istemediim şeeleri yapmamak zevkliymiş, yaşam daa kolaymış eer varsa...
kimse için bişiler kesin diil, cuma akşamı bi sinemaya gitmek bile, son ana kdr kararını veremeenlere dioum, hojlanmıosanız gelmein, zorlamak yok ama "bilmeeeeeeem" yapmaın...
elimde silinmiş üstüne tekrar yazılmış ama artık elimin içine işlemiş ve bni tüketen renkli mürekkeple yazılmış kopyalar var... her baktıımda tekrardan bnim içimi böle o siyah kocaman yuvarlak sonu gözükmeen boşlua sokan... batıran ve çıkarmaaan.... ve işte yine oluo... yine ve herzmnkinden daa şiddetli...

harry, ben ve tarih sınavım...


pfff eve geldim oof yemek yedim.... çok heyecanlıımm bi haftanın heyecanı harry potter gelioooo ve ateş kadehi....
sonunda ünlü tarih sınavıma gircem yrn ama ööle düşündüüm kdr zor diil galiba eheh dün çalıştım... kitabımı hala okuayamadım ama şu önümüzdeki bi hft flnda okumaı düşünmüoum.. "ölüm ressamı" okumadım ama sanat fln var böööööööle=)
acaba bnde "O" gibi bi kaç zaman soora bu yazıları okuyup gülcek ve de ıyyy dicekmiiim.. ne kötü yazmışım....
insanlar msne girip çıkıo... bende birazdan çıkcam bu akşam bidaa girmemek üzere.... osmanlıları, türk tarihini yavuz sultan selimin savaşlarını annatcam....
ama yarında harry potter a gidiceem...

erteliomuuuum?

içim sıkılıo çoook... tarih sınavım ama çalışmak içimden fln gelmio ooof başlamam lazım, konsantre olamıouum... dün çok tatlı bi gündü, çok tatlı bi insanın doumgnüsü vardı, hernekdr bnden daa hediyesini alamamış olsada pppffff görüp vercem bigün umarım.....
cuma günü harry potter gelio ona gitceeem....
and i want to thank you, for giving me the best day of my life...thank you çalıo..
ben yine melankolilerdeim, hava ve ben böle oldukça devamda ediceee benzio... düşünemioum, sözel kafam sanki bi anda gitti, hiç bişi yapamıomşm gibi... salak gibi hssedioum kendimi, kitab okumak istemioum, sanattan tarihten çok derste uyumayı tercih edioum.. louis XIV un fransayı deiştirmesi, kurtarması yada batırması sanki bni hiç ilgilendirmemiş gibi... hergün acaip bi uykuyla kalkıoum, ne girdiim sınava konsantre olabilioum ne de güne...
sanki saat böle çalıo, ben giyinioum, yiyicek bişiler hazırlıoum, okula gidioum ve ondan sora birileri girio çıkıo insanlara bşiler annatıo sorada tekrar kendimi evde buluoum... yaneee bu kdr monoton oldum olduruldm...
peki ben bunumu istiodum. HAYIR. senenin başında ota boka aday olurdum, seçilirdim, mutlu olurdum, şimdide sanki okulu ben kurtarcakmışım gibi gelio, arkadan beni yak kendini yak HERŞEYİ YAK ÇALIO ortamada nssı uydu.....
yazdıklarıma sonuç yazamıoum yada bana ööle gelio, PAT DİYE bitio sanki yazı bölee ee sora denio gibi... belkide sonlarını kendime saklıoumdur yada o kdr kötü yada ii bitiodurki yazmaaa gerek duymuoumdur, yada kendimi kandırmadan YAZAMIOUMDUR...
saat birdi ikide çalışırım dedim, ikiydi üçe aldım, bakalım üçte kaça alcam???.......

Cumartesi, Kasım 12, 2005

ben yaşadım bugünü

babamın pcden yazıoum çünkü babam bnmkini getirmei unutmuş!!!!! koca bilgisayar yane unutulurmu beaaa neise artık yarına getircek CEZALI....
bnde ööle oturuoum çok gezmekten ayaklarım aarıo o yüzden yapcak başka bişiyim yokkk yada yapabilcek... bugn sevgilimi biras kızdırdım galiba çok fazla dışardaydmmm... e ama o da çok fzl evdeydi... kim haklı?? yada kim haksız??
dolmuşla dönerken bişiii farkettm evet belki çok saçma ama etrafta gezen ne kdr insan var ve bunnar sadece etrafta gezenler bide dierleri... ne kdr çok insan var.... evet belki çok saçma bi düşünce e ama ööle yane ne bilim hepsinin hikayesi sevinci üzüntüsü ayrı... ay neise bunnarı bööle düşürsem kafayı yerim ztn...
melissanın yeni kitabını aldım bakalım o mu daa çok saçmalamış yoksa daa çok bnmi saçmalıoum... hem bnm hitaap ettiiim kitle onna aynı diil, ben yazılarımı okuyan insanları(onlar kendilerini bilirler=)) ) bilioum.. gerçi onun kitabını alarak kız bnada hitap etmiş oluo ama olsun akıllı kız sansasyon yaratmasını bilio.. bende bilirim amaaa...=)pff onnamı karşılaştırcam kendimi(bunu kesinlikle kendimi daa üstün gördüümden fln sölemioum öölede diilim ztn.. melissayada her türlü saygı ve SEVGİ duyuyorumm)
bugn annem bna taksicinin önünde küçük dedi hala onun rezilliiini üstümden atamadım.. bunalıma soktu bni annem.. çıkamıouum
SEN KÜÇÜKSÜN
SEN KÜÇÜKSÜN
SEN KÜÇÜKSÜN
ki olay şööle gelişti bni caddenn bööle bi yerlerinde indircekti sağ yanaşalım şöför bey küçüüüü indircez dedi...haaaaaaa..... ben de kızdım anneme taksicide dalga geçti bnne..
tabe bide fransızca dersime gitcemi unuttum o da bööle telefonda kadın aradı (ki acaip severim annem gibidir) 3te bna 2de geliiodun dedi bnde olamaaaaaaaaaaaaaz...
ama güsel bi gündü.... yaşanılması gereken ve bnm yaşadııım=))

Perşembe, Kasım 10, 2005

çok çok çok konuşalım...mutlanalım

bugün çok mutluum güzel bişi olmasada hatta kötü şeeler olmuş olsa bile genele göreee ama ben yinede mutluum.. yarın aptal tatil kitapları sınavım, msnde kimse yok, birileri kadıköyde ben istenilen üzere ööle evde... placebo tvde.. 36 degrees... a birileri geldi msne... konuşalım o zmn=)... ee olanla konuşulur olmayan kendi bilir(kendi kaybeder).... brian molko var bnde onu serederim... hahahahahah... ama arkadaşlarda bna milletin msnini verio ekliiim die...
neise eklielim o zmn....
hatta bide konuşalım..hatta öle çok konuşalımki buraya yazı yazcak zamanımız olmasın....byeeee

Çarşamba, Kasım 09, 2005

yalan gerçekler...

sokakta oturmuşum... kimse yok zaten olmamışlardı hiç bi zaman, etkisi yavaşça bedenime yayılmaya başlıo... insanlar bunu anlamıo anlamalarını beklemioum, anlamasınlarda.. gerek yok ki! bazen bu anlaşılmayan dünyada gerçekleri diilde uyuşukluu yaşamak daa güzel gelmiomu kulaaa?? giderek tam gerçeği kavrayamıoum, ne dooru ne yannış, ne reel ne sahte, yalan yada hayal???
belki yalan yada hayal olan benim belki hayat belkide olaylar... yada hepsi... hiç bişi göründüüü gibi deilse ve olmicaksa hayatmı yalan? bu nu bu hale getirdiim için ben mi bi hayalim? yada belki yaşadıklarım gerçek olamicak kadar bazıları saçma bazıları mükemmel onnar mı gerçek diil??
ya da dünyada hiç bişi güzel diil herşey kötü ama bizim mutlu olmak sahte bi mutluluk için geçirdimiz zamanları güzel die adlandırıouz...
artık sölediklerimin mantıklı olup olmadını bilmioum gerçeklik kavramı varsa ben yokum şu anda orda...bazı insanlar geçio bni görmüolar bile.. sooradan etrafımda benim gbi hisseden insanların oldunun farkına varıoum hepsi şu anda bnne aynı şeyleri hissediolar bilioum...
şu anda burda olmalarının nedeni bu...
kocaman hiç bitmicekmiş bi rahatlık umursamazlık var.. eve geç kalmak sınava çalışıp bi proje bitirmek yada sınıfta oy alamaıpta seçilemem umrumda diil... yada umrumda ama fazla gerçekler..
oysa eğer herşey göründüü gibi diilse onnar sadece bi yanılsamamı yane gerçekte herşey daa mükemmelde biz göremiomuuz ya da görmemeyşmş seçmiçiz bi zamanlarda?? matrix fln seretmedimkiii...
yanımdaki insanların gülümsemeleri kahkaları ve boş konuşmaları başlıo belki bnde gülüoum ama farkında diilim.. bişiler sölüoum boş şeeler manasız yada çok annamlı ama farkedemioum... sora üzerime aaırlık çöküo artık uyumak istioum bu beni daa enerjik hale getirmio en azından şimdiki seferinde uzun süredir beklediiim uzun uyku bu sefer gerçekleşcek ve de ben uyandııımda sadece başlarını hatırlicam ne devamını ne gördüüm aptal rüyaları hatırlamicam... dinlenmiş olarak uyandııımda bazısı uyuyo yeni dalmışlar birine "ben gidioum" dioum ama bni umursayıp umursamadıı pek umrumda diil benim için gerçek olsada kendisine göre şu an için diil...
hiçbişey göründüü gibi diildir... peki o zaman bu yazı ne??

siz bizim çalıştıramadıklarımızdan mısınız??

yorgunum yorgunum yorgunum.. kaç sabahtır evden çıkarken bugün erkenden eve gelicem diipte halaaa kadıköyde takılıp eve gelioum ben bile bilmioum... ama saat 3.26 ben evdeim.. matematik hocası gelcekmiş ne saati belli ne konusu... çalıştırcak yaa....DERS!! ben annamıoum hiçbişimiş... össmiymiş neymiş... ÇALIŞTIRAMADIKKİ!! a a.... kim çalıştıramıo ben açııım ööle derslere fln fln.... tvde süper film var yemek yemedim yemicem aç diilimm.. ÇAYLAK ı seredioum... çocuk tatlı ona bakıoum dalmışıııım galiba bu hoca gelmicekk! daa okulda olan arkadaşlarımız var beni çalıştıramayanlar soracımaaa yarın biologie sınavım var ama defterim okulda.. notlar burda... ben çalıştırılamaaanlar olarak çalışıcam...

Pazartesi, Kasım 07, 2005

ben miyim?

evdeiim çook uykmm var... ama yapmam gereken bissürü bişiler var...Macaristan a bide Amerikaya mailler...=) (çok evrenselim) yapılıcak ödevleer... sınavlar pfff.... aaazmda hala black tadı mmm
bgn yine onlaydmmm tarz sevgilim benim... cezalıydı ama ossn dayanamam ben görmeden ööle... odam yine her zamanki gibi düzenli mor kaos, okunmuş kitaplar ve okunmak için bekleen niceleri, içi boş ama hala kahve kokan muglar, açık pc, bi yerlerde çalan placebo, etrafta resimler ve sanat ve tarih kitapları... bi yerlerde artık yırtılmış her baktııımda kendime yenisi alcaaam die söz verdiiim ama bi türlü kopamadııım fransızca sözlüüüüm... şimdi hangi kitaba başlasam die düşünüouum... odamda oturmaktn başka yapcaam bi iş yok iki ayaımda acaip aarıo... bayram bitti raat ettik, insanların yapmacık gülümsemeleri, zorla getirdikleri çikolatalar (yemesi güzel olsada), hep sorulan aynı sorular, el deiştiren paralar oof... ne sigara yaktırır, ne kahve içtirir.. neymiş dinmiş neymiş adetmiş pöööf... oturmak küçük sıcak bööle yanında arklar, kocan, hesap yapamaaaan garsonların olduuu bi yer ne hoj olurdu..üstüne de türk kahvesi... telefonlar, sinema müzik din ve BİLİM hakkında yapılan konuşmalar.... yüzümü yıkama lazım, kendimi iiirenç hissedioum, çirkin=(...yoksa öölemiiiim??

Perşembe, Kasım 03, 2005

wherever...WHATEVER

pembe asskn rengiymiş..ölemiymiş?? herneise sayfada gözükücekmi acaba..?!? msnde beklioum onu bööle bekledimi o da bilio peki nie gelmio?ya da gelemio mu? ama çabuk gelmesini istioum ben..evde yannızım somut olarak.. peki ya soyut annamda düşünürsek??: yine yannızım peki ne zmn yannız olmicam?? o geldiiinde mi? EVET ama yok bende yannızııııım.... ama mutluuum çok... tvde hiçbişi yok.. biri bi kitap sölemişti al die neydi acaba? neyse unuttum kasamicaaam....
arkadan cake çalıo never there... eheh aslında çok hoj.. i need your arms around me, i need to feel your touch.. you tell me that you love me so you tell me that you care but baby when i need you you're never there.... ama hayıııır o hep bnne ztn sadece yanımda diil mesel a şu an nette diil çünkü evde diil çnkü gidemio=(( in yout heart in your mind i'll stay with you for all the time...if i could then i would i'll go wherever you'll go...
pfff gel artık yaaa

kasım kasım kasılırım da

akşamı getirdik... en sonunda... mutluuuum hemde çok... birazdan yine kahvemi içiceeem ama önce yazmalıııım. sabahtan beri acaip sıkıldım.öldüm geberdim gün geçmicek die düşündüm ama soooooora saat 17.50 olmşşşş. makarna yapıoum. bütün günün yanlızlııı çalmaaan telefonlar, oturum açma sesi çıkarmaaan msnler ve gelmeeen msglar ama üzülmedim... aramiiiim bakalım beni ne zmn arayacak dien sevgililer mi var yoksa????? neise o zmn biz çaldıralımmm...uzun çalışlaaar, hayattan bezmiş efendimleeer...anneannede mayışmış bi şekilde televizyon seretmeler..... olsun ben mutluuum kendimden gurur duyup ukalalık yapıp kasılıoum...
kim aramazmış kim sormazmış umrumda diilmi acaba?? hemde nasıl umrumda.... özlüoum ama görücemi bilioum ve bi şekilde görüceem zaman ne kdr uzunsa gördüüümde alıcaım haz duyucaam mutlulukta o kdr büük olcakmış gibi gelio... sanki uyuştucunun verdii hazdan, orgazmdan soora duyulan rahatlıktan ya da alkolün yaptııı kafadan daa büük bi mutluluk ve ötesi ve devamı.... ÖSLEDM SNİ=))

aman ayıp olmasın...


saat 12ye gelmek üzere...ben hala uyanabilmiş diiilim havanın durumunu sölemeye gerek yok..her zamanki gibi berbat....kahve yapmak için burdan mutfaa kadar gitmeye bile üşenioum...bissürü gelen akrabalar komşular...hepsinin gördüklerinde dedikleri "ay ne kadar büyümüşsün" hayır büyümedim işte ben hala aynıyım.Kahve istioum.kafein kafein kafein...dışarı bile çıkamıoum gelenleri karşılamak içinmiş evde kalmalıymışım.yoo aslında bana böle bişi sölenmedi ama teklif ettiiiim anda böle bi cevap gelcek"aaa kızım bugün bayram"Ne özelliği var?? insanların birbirlerini, geri kalan günlerde aramaya bile lüzum görmedikleri ama bayram denince sadece AYIP OLMASIN die ellerinde PROSEDÜR gerei aldıkları bi çikolata vs. ile hatırladıklarının evlerine gittikleri bi gün. valla saolsunlar yaaa...
amcamlar içerde tabeki bu sözüm onlar için diil iki gün öncede beraberdik iki soorada olcaz...ama ben odamda kitabımla olmayan kahvemle yazılarım ve baktııım tablolarla başbaşaım.msn bomboş herkez bi yerlerde sevdiiim insanlar yok! IL N'Y A PERSONNE. dooru düzgün kahvaltı bile etmedim ve bi kaç gece önce konserde kapıya sıkıştırdııım elim hala acıo... o yüzden dooru düzgün kalem tutupta EN AZINDAN vakit geçirmek için bişiler bile çizemioum... daa önceden yaptııım çizimler bakıoum.. belki çok değerliler belki beş para etmezler... olsun ben kendim için çizioum... neymiş modaymış neymiş TASARIMCIYMIŞŞŞŞ. böö. dün akşam yeğenimin doğum günüydü... 1 yaşına girdi.. tabe onun bu kadar olaylardan verilen partilerden haberi yok... sadece etrafa şaşkın ama tatlımı tatlı bakışlarıyla bakıo... neise rüyaamda adı PRINÇIPESSA olan bembeyaz bi kedi gördüm... şimdi o rüyaya devam etmek istioum...

cruel summer...

yazın yaptııın muhteşem tatil bitmiş.... evdesin hava senle dalga geçer gibi her dakika daa sıcak olmaya başlıo...seni tatildeyken yaşadııın muhteşem anılara geri götürüo.... resimler var evet resimler.Kimi telefonda, kimileri duvara oraya buraya asılmış, bazısı yataının üstünde... onların orda oldunu bilmek bile o anlara geri dönmene sebep oluo... dışarda kimse yok... msnde kimse yok..kimi arasan yazlıkta olduu sölüo arkadan çok eylendiklerini kanıtlarmışçasına suyun o yumuşak sesi ve müzik gelerek.. belkide müzik sadece sana ööle gelio sanki onların o eelencesi melodiymiş gibi...
kapatıosun telefonu.. televizyonu açıosun belki bişiler vardır.. şöle bi bakman yine sni o günlere anlara götürüo.. bi film var yurtdışına giden bi grubu annatıo onların aşklarını partilerini vs. birden dalıosun eet işte filmde sarışın bi çocuk var aa eet yoksa o, o mu? işte arkada o ünlü yer önünde fotoraf çektiriosunuz çok mutlusun.. akşam nerde buluşcanızla ilgili plan yapıosnz. saat 9 da her zamanki yerde... çok tatlı sıcak ve güven verici bi öpücük konduruo dudaklarına.. sora odana dönüp biraz uyuyup dinlenmek istiosun... uykuya dalıosun ve uyandıında...
işte yine salondasın.. biraz önce televizyondaki tatil filmi bitmiş.. yeni bi gerilim filmi başlamış.. ama ipuçları onlar bunlar bu sıcakta konsantre oluncak gibi diil.. duş alıosun..
bornozunla yataının üstüne yatıosun yine başbaşa çektirdiniz resimler...
o anda anlıosun, hiç bişey onu buraya getirmicek ne kendini eve hapsetmen işkence çektirmen ne de dierleri...
artık herşeyden onla ilgili pay çıkarticanı sölüosun kendine, kendin bile inanmazken... günler geçio yavaş yavaş işe yaradını görüosun..tüm resimlere mutlulukla bakıosun...bunun son kez olduuunu kendi kendine söyleyerek...

Çarşamba, Kasım 02, 2005

(tabeki "O"dan)mavi duba ve pamuk prenses-bu aşk-karanlıkta ağlarken-gülümsemeye çalışmak

Tuzlu yeryüzüyle birleşmiş tüm beklentim..
Biliyorum yakacak tüm yaralarımı bu sular;
Beni yine güldürecek sakin dalga ;
Ve öğretecek sevmenin ekşi yüzünü..

Ben mavi bir duba ;
Sen de boğulmamaya çalışan pamuk prenses..
Bu okyanusta bir sen bir de ben..

Sen adalara bakıyorsun;
Ama sana bakan kimse yok..
Sadece ben varım yanında..

Sen beni görmek yerine ; gözünü kapamayı;
Bana tutunmak yerine ; boğulmayı seçiyorsun..

--------------------------------------

işte bu yoldan yine geçiyorum..
yollar kaybolmuş bitmeyen kaçışlarla
herkes aynı sanki aklım farklı
yol boyunca sırlar benden yana
kalbim çarpılmış hızlıca bir anda
ama bu yağmur beni savuruyor..

işte sessizlikten biri geliyor..
adımları yavaş bedeni kayıp
gölgem gibi beni hep koruyor
uzun uzun ve sessizce bakıyor
kimsem yok deyip hep sızlanırken
o beni kendine davet ediyor..

ellerim belki de ilk kez üşüyor
en son baktığım gözlerden beri..
nefeslerim gitgide azalıyor
içimdeyse bir mutluluk , adı yok ki
görseydim yüzünü aklımdan çıkmazdı..

bu aşk..beni korkutuyor..
bu aşk..beni hissiz kılıyor..

------------------------------------------

Ve yeni bir damla aktı ,
Kalbimi kapladığın o bölgeden..
Ve ben vahşi tırnaklarımla yüzünü çiziyorum..
Ona ulaşabilmek için..

Her gece yatakta ağlasam da;
Suç kanımda..
Artık suçluyum..

Sönmüş bir alevin siyah külleri kaplamışsa bedenini..
Sen sakın üfleme; bırak kalbine yapışsın;
Bırak sana yön versin;
Sen karanlıkta ağlarken..

----------------------------------------------

Seni düşündüm bugün ve yok ettim.. olsan da olur olmasan da..kuruttum tüm sevinçlerimi tüm günlerimi.. belki böyle olması en doğruydu.. belki daha yaşanılacak olan da vardı.. sonuçta bitti..kalp atışlarında yan yana değil adlarımız önemli olan bu.. gerçek bu..gizli bir silahın vardı ya; beni sana bağlayan.. çok canımı acıttı.. sen istemezdin belki; ama o bakışın beni silahınla vurmaya yetti.. galiba bir ölüyüm vurulduğuma göre.. hayır; yanıldın.. küllerinden doğan her bitmiş varlık gibi galiba ben de yenilendim.. hem de hiçbir kötülük işlemeden..

Gerçek acı değil; gerçek hayatı sevmek; dayanmak;
Gülümseyemeyecek olsa bile; gülümsemeye çalışmak..

ve yine "O" dan...eskiden olduu gibi

Önce bişeyler içtim
Sonra sustum; bekledim..
Belki güzel bir haber alırım diye..
Kalktım, yüzümü yıkadım
Sonra kendimi denize attım..
Belki gerçekten seversin diye..

Su çok soğuktu;
Ve sen eskiden olduğu gibi;
Üşümemek için sardın etrafımı..
Benimle olman için hep suya mı girmem gerek?

Su çok derindi;
Ve sen eskiden olduğu gibi;
Boğulmamak için yapıştın koluma..
Benimle olman için suyun hep derin mi olması gerek?

"O" dan.... ben o değilim-hayalet

mutluydum aslında uzun kollarımla..
bir anda tanıdın beni..
yalanlar söyledik..
daha çok sendin bunlara inanan..
evet bi ara görmedin kendini..
herşeyi yapan da sendin..
ben bildiğin gibi gölgedeki suskunluğumla yaşadım..
benim de düşlerim kırıldı..
ben de kirlendim senin gibi..
sustum; konuşmadım..
sadece bekledim..
ve hala bekliyorum..
senin gibi ağlamıyorum ya da yalvarmıyorum..
benim uzun kollarım var ya..
kalbimden de uzun..
ellerimi çekmek istiyorum senden..
sen sadece zavallı bir yorgunsun çünkü..
adın yok çünkü senin!!!
adın.....
ne kadar önemliymiş; değil mi?
öyle acıtıyorsun ki bileklerimi..
tutunmaya çalışıyorsun..
ben "o" değilim..
ben uzun kollu ; kısa kalpli biriyim..
beni de lütfen kendin gibi öldürme..
yaşamak istiyorum...
senin gibi siyah boyalı küvette oturup;
geçmişle kavga etmek değil.....!!!
çünkü ben "o"değilim...
ben uzun kollu; kısa kalpli biriiyim...
sana ait olmayan!!!!!

-----------------------------------

avucunun içinde parmaklarına dileniyorum..
içimde zaten sevmediğim ve hiç..
hiç bilemediğim yalanlarım vardı..
belki sen de seviyorsundur tüm bu yalanları..
ama gerçekler sana daha çok yakışıyor..
saat geç oldu artık..
dans edip , eğlenmek için..
sana benim ben olmadığımı anlatabilmem için..
çok geç artık..
mutlu olmanı hep isterdim..
gözlerime bak sadece..
dudaklarımı oku..
bana "onu" söyle..dilinden saklayıp içinde tuttuğun..
parmakların konuşmasın bu kez..
bu kez ellerin donmasın..
ruhun uykuya dalmasın..
sana gerçekleri söylüyorum..
ben iyi biriyim..ama suçluyum..
suçum iyi biri olmaktı heralde.. suçum "sen" olmaktı çünkü...
"sen"i kendimle tanıştırdığım için içimdeki insana sevdirdiğim için..
suçlu olan "ben"im..
mutlusun aslında ; görebilsen tüm bu sevgiyi..
görsen zaten mutlu olabilirdin;
ağlamak yerine..
sen...
kendi damlasında boğulup; yardım için kuyuya saklanan..
sana yardım ediyorum ; buna ihtiyacın olduğu için değil..
seni sevdiğim için..
" "ben" , "sen" olmadığım şu anda; sana sesleniyorum..şimdi.."
son bir öpücük için belki de..
ilk ve tek..
ötesi yok ki...
mutlu olman için; mutsuzluğumu isteme benden..
şimdi yüzüyorsun..
o zaman boğulabilirsin.. o zaman bir "yok" olabilirsin..
o zaman yanımda kalamayabilirsin..
çünkü..
çünkü sevgine ihtiyacım var..
ben...???
ben boğuldum aslında çoktan beri..
tüm bu gördüklerin hayaletim..
Ve bende görmek istediklerin.........

paylaşmak mı paylaşmamak mı

önce arkadaşınızla paylaşırsınız..

"ya biz bi taneyi paylaşırız yarım yarım diymi, İrem?"
"eet eet bize bi tane yeter bi tane alın.."

yavaş yavaş o birayı içmee başlarsınız... önce alkolün tadı, ilk alışınızla ki bu biraysa o acı tadı içinizi yakar, biraz tiksindirir ama sonra yarım olsa bile aldınız alkol başınızı döndürmee başlar... Bi kaç zaman sora artık paylaştınız yarım bira sizin kafanızı iyi yapmaz. artık İremde sizde birer tane içiyosnzdur. tüm istediniz geceleri arkadaşlarınız yada sevgililerinizle beraber sahilde bira içmektir.

zaman geçer bi gün artık büyümüşsünüzdür yaa birayı küçümsersiniz... "o şişirmekten başka bişi yapmıo"..."ay ben birayla sarhoş olamıoum ki" bu laflar duyulmaaa başlanır. votka, şarap, viski yeni keşiflerinizdir. sora ordan burdan içki hakkında bilgi edinip arkadaşlarınıza BEN BİLİOUM havası atarsınız. gittiniz yerlerde biliyomuşçasına hiç adını bile duymadıınız koktelyler sölersiniz kafa olursunuz bağırıp çağırırsınız...

zaman geçer eee ortama ayak uydurmak lazım....sigara başlar.önce bi tane iki tane"hayır asla ben tiryaki diilim" ama olmicakmısınız???giderek paket taşımaaa başlarsınız... etrafınızdakilere özenirsiniz...

zaman geçer... hani ilk sigara içtinizde o kafa oldunuz durum vardır ya. bi anda aklınıza o gelir. neden tekrar olmasın ki???? uyuşturucuda size her zaman bu hissi yaşatmaz mı?? bulmak kolay içmek kolay isteyince para bulmaktaa....

zaman geçer.. arkaya dönüp baktınızda belki hatırlarsınız belki hatırlamassınız o ilk alkok alcanız zaman büfenin önünde duran arkadaşınıza sölediiniz cümleyi:

"ikimize bi tane yeter, İremle bana bi tane alın."

o zamanki daa alkolle yeni tanışan çocuk acaba hala siz misinizdir??
acaba hala bi yerlerde o cümleyi kuran insanlar, çocuklar var mıdır??

hayat, kız, laflar ve "O"

kahvem elimde... hava hala kötü.bende. ama hayat güzel yada ben kendimi kandırıoumm...
dün insanlara bu lafın doğru oldunu annatmaaa çalışıodum çünkü doğru. şu anda kahvemi hazırlayıp güzel bi telefon konuşması yapıp ve 1i10 geçe o insanı arayacaıma söz vermişsem bu bile beni mutlu etmeye hayatıda güzel kılmaya yeter diymi Can hayat güzeldir.....sanki bu cümleleri kısa süre önce tekrar etmişim gibi gelio.. ne zaman mı? Belki dün akşam sözlerimi böle bitirmişimdir... yada kendimi ve insanları kandırmışımdır??? peki güzelmidir?? arkadaşım annattı... kıza laf taşıdı die arkadaşlarıyla kavga etmiş... peki burda önemli olan kızın olanları bilmesimi yoksa bu çocuuun olanlara göz yumup hayatına ve arkadaşlarıyla ii geçinmee devam etmesimi??? bence doğru kararı o verdi sonuçlarına biraz katlandı morali bozuldu kötü bi gün geçirdi... ama şimdi mutlu çooook... akşam yengesiyle konuştu biraz kavga etti soraa ikiside özür diledi.. belkide yengesi daa önce hiç bu kadar içten bi özür dilememişti.. kim bilir?? ama o bilir....

Kalıcı olmak mı yoksa sadece uğramak mı??

uyandımmm....dün hava güzeldi... evet belki tek günlük bi güzellikti... gelip geçici... geriye yine soğuk yeni çıktııım bunalımlı günlere döndüren bi manzara kaldı... evde tek başımayım. Annem biraz önce çıktı. Tabeki babamda... Yine o insana yeter dedirten hali vardı... hiç geçmeyen. Kalıcı
şimdi evde etrafı temizleyip evi bayram ziyaretine uygun bi hale getirmee çalışan bi kadın var... Bugn nolcak bilmioum... daa tam karar verilmemiş bi kaç plan fln var... ama benim hala uykum var. Yaptııım enfes sandviç biraz önce bitti. Artık bişi yemek istemioum. İstemioum belki bi kahve yada kocaman bi kupa içinde sıcak çikolata... En azından insanın içine veridkleri sıcaklık duygusu tüm gün kalıcı oluo ve beni terketmio.

Hakkımda

Blog Arşivi