Given an infinite universe and infinite time, all things will happen. That means that every event is inevitable, including those that are impossible. And it's as good an explanation for all of this as anything else. Now, a lot of stories start in bars, so that's where we're going to start this one. Not because I was there - I wasn't. But because it's a damn good introduction to a very unique... fellow.

Cumartesi, Mart 25, 2006

uyandırın beni ya


günler geçsin, haftalar geçsin, ben uyuyayım.
mart ayı bitsin, nisan geçsin. mayıs gelsin
da vinci code gelsin, son sınavlara girmenin mutluluu ve nolursa olsunun boşvermişliği olsun.
sora yaz gelsin. valiz topliim
havaalanına gidiim, bu arada bıraktıım tost yanıyo olsn, sora pasaportumla check out yaptıriiim ve duty free ye giriip, luck strike mı galoises mı yoksa malboromu die düşüniiim, sn sonunda seçimimi birinden yapıp ki hala karar veremedim, iki kutu alıp çıkiiim.
sora paris sora biarritz
olcak işte olcak
aynen yukardakiler gibi
yolda 2 kişi
yuuuuuppiiiiii!

creen

Cuma, Mart 17, 2006

o zmndan bu zmna...


yarın saat 10.15 te karaköy iskelesinde...
içerdemi otursak dışardamı hmmm, soğuk olurmu? ne giysek?
bira patates mi mmmm nerde???

sınavlar bitti, bende köpük banyosu yaptım, etrafı köpükledim, çok eelendim, rahatladım, hafifledim, şimdide kahvemi içioum...
bi elimde bordo oje var dierinde yok, sanki iki farklı kişi gibi ama iki yüzlü diil.
fizikten 74 aldımı sınıfta gözümden resmen yaş geliodu öörendiiimde, bu bgn iki kez oldu, dierindede placebo türkiyeye gelio sandım, kötüydü.
sınıfta çığlıklar atıp, anneme tlf açtım (neden bilmioum) gaza gelip fm bile seçmeyi düşündüm ama abarttım ts de devam ettim
iletişim okicam gs üni de..
halkla ilişkiler, sinema vs vs

zoooooor...
bugn o kdr kopyaya bi kere bile bakamadım, bakmadım aslında, yaptım, sora III selimimi çaaralım dedik, ama kapılar kitlendi(annaşıldı)

ehueheueh
insanlar haketmedikleri insanlarla beraber, çok kötü.. bende kimseyle, hakettiiim ya da etmediiim ama biraz bölelii hakettiim kesin. çok çok çok çok çok çok güzel
eskiden bi palmie grubu vardı, çok güzel hatta en güzel gruptu. gerçekte 3 kişiydi. ben vardım o vardı bide dieri vardı. o sene yazlıın en güzel seneydi, bidaa olmadı. kalabalık annamda da çok kişiydi, ama 3süz neşesi olmaz, akşam dedikoduları zevkli olmaz, futbol maşları seredilmez, şişe çevirmece oynanmas, gizli gizli klübe inip, karanlık sahada hikayeler annatılmasdı, ya da geceleri 3lerde korku filmleri, çıplak ayaklarda evden kaçmalar, ya da izinli çıkmalar, işte o günlerden bi resimde yukarda,eet çok küçük çocuk dişlek biri var... (öleymiş öle diolar).. eet bilioum çok ezik bi resim eheuhe şimdiki halleri de böle oldu. ne güzel.

creen

Cumartesi, Mart 11, 2006

sing for now

eve geldim, üstümü çıkardım, saçım daınık, makyajım akmıştı. sanki aynadaki ben diildim. yatama uzandım, eve geldimi haber vermem gerekenler vardı. annem yanına çaarmıştı ama benim bi şekilde oturup çalışmam gerekiodu. kahve ve sigara. çalışmadım. kaıtlara baktım, defterlerime ve kalemlerime. sadece baktım. derste aldıım notlar ya da yazmam gereken kompozsyonlar. yapmadım. yatmaya devam ettim. masamın üstünde bissürü alakasız şeeler vardı. bi kere ders çalışcaksam onnarı toplamam gerekiodu. istemedim toplamak. çalışıcak halim bile yoktu. uyumak bile istemiodum. yüzümüde yıkamicaktım. üstümdeki incecik bluzle saatlerce o şekilde kalabilirdim. üşüodum ama o dolaptan bşi almak bile o kdr zorduki ayaklarım diil kafam yorgundu. daa uzunda bi süre böle olcamı düşündüm. etrafıma baktım. neden di? noldu? ne kdr çalışsamda ztn yetişmicekti. fransızca sınavından sıçıcakmışım gibi geliodu. yarın dersim var ama ben sanki nolursa olsun hiçbşi yapamicam, edebiyatmı çalışsam kimyamı? tarihten 6 sayfayı deli gibi ezberlemem gerek. biyoloji matematik bitti. bittimi? hayır hep eksik bişiler vardır. hiç bi zmn hiç bişiyi tam annamıyla bilemessnki. saate baktım birazdan tvyi açmam gerekiodu. sadece gülümsedim. onnarı seretcek durumda bile diildim. msni açtım. işte konuşabilceem biri: deniz. tek halim olan şey.. birden aklıma geldi. hayat güzeldir ama... yoruomş. kocaman bi bardak şu içtim, odamdaki bulaşıkları toplayıp mutfakta tezgaha koydum. orda bırakmamam gerekirdi. ama yaptım. bıraktım. müzik açtım biraz. ne hafif bişi ne aaar bişi dinneyebilcektim. kapadım. sessizdi oda. olmadı. tekrar açtm. ölesine bişiydi dinnediim, istediim ya da istemediim diil. sora dream on çalmaya başladı. aerosmith. nerde duymuştum bu şarkıyı?? aklıma hala sahneler gelio ama hatırlamıoum. şu anda hala kötüyüm ama ders çalışmam lasım saat 10.50 peki ben hangi birini çalışsam? pff.....

creen
sınavlar
sınavlar
sınavlar

Çarşamba, Mart 08, 2006

ders: fransızca

Bazen, aslında herşeye gücün yetio olsa bile, yapıalacak birşey olmadını bilirsin

Artık sıkmaya başladıında olanlar seni, farklı bir yerden bakmak gerekir. Etrafındaki insanlar başka şeelerden konuşurlar, olmadık şeeleri tartışırlar. Se sadece uzaktan seredersin. Herşey fludur o anda. Önündeki kitap, bişiler karalayıp durduuun açık defter, yan sıradaki, oturanlar, ayaktakiler, bi de sınıfın başka tarafındaki "şu çocuk". Zaten o da kafasını koymuş sıraya, belki de habersiz ama aynı şeeleri düşünüodur.

Y
apılacak bişi yok ki! Ders dinleyip, not almak dışında. Antigone! doğayı anlatması, dışarda gömülmei bekleyen kardeşi. Bunnarı ztn bilioum. Neden aynı şeeler? Tekrarlar Tekrarlar

Herneise, yazımı dün verdim. Bakalım sonuç ne çıkıcak. Geçen gün dersteki "seans"tan beri hala korkuoum. ' hafta sona erene kadarda korkucam ama bunu tutup birine söliemioum

Dışarı çıkıp, kahve içmek istioum. Daha bi ders daa var. Ne zamandır royale gitmedim. Acaba unutmuşlar mıdır bni?. Pff. Yarın sınav var. Diğer hafta gibi. Çalıştım. Çalıştım mı? Evet ama yapabilcekmiiim? Yapıcam. Yapıcam mı? EVET

Umarım

Ondokuz dk kaldı. O süre boyunca yazcak mıım? Canım şiir okumak istio. "O"nun şiirlerini. İçinde kendimi bulduum, yaşayabildiiim tek şiirler

Benim gitarcı sefgilim yok ki! İstemioum öölesineleri! Büyüdüm artık

Ve onbeş dk sora zil çalcak. Aptal matematik dersine gitcem giricem. Son ders. Ordan çıkıp kahvemi içip 3:30da eve döncem...

creen

bu yazıda biraz melankoliyle bi belgesel olmşş!=)

Salı, Mart 07, 2006



hayır sadece bu resmi ve yazıyı sevioum, ikisininde alakası yok, ama ben böle olmasını istedim işteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

yazıyı ortalamak istemedim, görüntünün daa net olmasını da istemedim, daa güzel bişiler yapmayada çalışmadım, çnkü şimdi fizikten 1 almamam için uuraşmam gerekio..sadece bunnarın hesabını vermek istedim o kdr
şu anda da saçmalıoum ama bna ne
HAHAHAAHAHAHAAHAH

Pazartesi, Mart 06, 2006

eskiler, çok

neden benle aynı şeyleri söylerken benle tartışıyosun
sanki sölediklerin aynıyken benden daha haklı olucan
mış gibi yaşamak, kendin olmadan, öyleymiş gibi davranmak
hiç bi zaman farkında olmadan
aslında başından beri aynıyken biz
zamanı geri çekmek olmas, inan sen deişmicen
sadece ben yaşicam aynı olayları ama üzülmeden tekrar
çok eskiler için mi?
ben mutlu olcam sadece hakettiiim için
sen olamican sadece benne olamican için
mutluluklar ve arkasından gelenler, her ne olmuşsa

creen

Pazar, Mart 05, 2006

bu da benim durum öyküm

Evet, neredeyse bir ay olmuştu biteli. Görüşmeyeli daha da fazla.Unutmuştum, belki bunu demek bile hatırlatsa da. Herneyse.

Güneş yine dolmuştan inince yüzüme vurdu. Sanki zaman bir anlığına durmuştu. Dükkanların önündeki insanlar, boğanın çevresinde bekleyen, yüzlerinde acele ettikleri belli bir ifadeyle oraya buraya koşuşturan insanlar. Bir fotoğraf karesi gibiydi.

Silkindim. İçimi tuhaf bir duygu kaplamıştı ve arkamı döndüm. Hızla. Sanki bir şey benle oyun oynuyordu. Hayır. Hayır. Sen yoktun orada. Arkadan koşup hızla boynuma atlamayacaktın. Tabi ki de bir anda sarılıp beni korkutmayacaktın. Histi işte. Unutmamışlık hissi.

Işıklardan karşıya geçtim. Boğanın ne tarafından karşıya geçsem diye düşünürken, ordaydı işte gördüm. Bir anlıktı ama şimdi uzun boylu, telefonla konuşan adamın arkasındaydın. Bana baktın ordan. Emin olmak için adamın olduğu taraftan geçmeye karar verdim. Yoktun, ne sen ne de bir başkası. Sadece biraz ilerde küçük, hoplayarak giden bir çocuk vardı.

Tramvayın sesiyle kendime geldim. Sanki güneş te inatla beni takip ediyor gibiydi. Bu saate kadar hala neden batmamıştı ki sanki. Birşeyler içmeliydim. Diğerlerini beklerken takılabileceğim bir yerler olmayıldı. Sanatkarlar sokağına girdim. Aldığım soğuk kola kutusunu açtım. Sanki o ses yine zamanı durdurmuştu. Etrafıma baktım. İnsanlara. Pazarlık yapan insanlar, tezgahtakileri beğenenler ve satmaya girişenler. Tam o an arkamdan hızla geçtin. Nefesini, kokunu duydum ve ağırlığını. Önündeki şapkalı kadın görüşümü engelliyordu. Sokağa sapmıştın sanırım. Hızla dönüp aynı sokağa girdim. Arkandan.

Kendi halinde olan insanlar vardı. Tekrar baktım. Orda olmalıydın ama hayır. Yine mi "sadece his"ti. Kafamı çevirip sokaktan çıkarken gördüğüm son şey bol pantolonuyla tek eli önündeki cebinde, diğerinde de yarısı yenmiş bir çikolatayı tutan biriydi. Yaşı belki senden bir fazla ya da bir az. Farketmez.

Gitmeliydim. Bahariye caddesine geri döndüm. Zor da olsa insanlara çarpmadan, yukarıya doğru çıkmaya çalışıyordum. Uzun zamandır görmediğim bir kız ordaydı

"Aa naber?"
"Canım iyiyim senden? Nasıl gidiyor?"
"Ya ne olsun işte, okullar sınavlar filan. Sen napıyorsun? Bizim oraya taşınmışsınız diye duydum, görüşelim bir ara."
"Ay evet yeni taşındık işte. Tamam o zaman, konuşuruz tekrar"
"Görüşürüz canım"

Yürümeye devam ettim. O mağazada yine o beğendiğim mor bluzu gördüm ve sonra da asla sahip olamayacığımı bana kısa bir şekilde anlatan fiyatını. Biraz daha baktım. Herkesin yaptığı gibi altında güzel duracağını tahmin ettiğim siyah pantalonumla kendimi düşündüm. Onun içinde. Yanımda annesiyle beraber duran küük kız, elinde ki bebeği düşürüp tiz bir sesle ağlamaya başladı. Tekrar aynı şeyler oldu. Peki sen şimdi nerdeydin? Evet işte orda. Hemen karşıdaki apartmanın camından bana baktın. Şimdi perdeler kapalı ama. Tam o anda apartmanın kapısından, siyah takım elbisesiyle bir adam çıktı. Senin bana baktığın camın altındaki tabelaya baktım. ".. Bankası" . Orda olamazdın değil mi? Şimdiden?

Arkamdan bağıranları duydum. Beni ismimle çağıranları. Arkadaşlarım gelmiş, beni bulmuşlardı. O anda birden hepsi tamamıyla aklıma geldi. Sen. Küçük çocuklar gibi hoplayıp zıplaman, çok sevdiğin kıyafetlerin ve çikolatan. Bir de birgün sahip olacağın yer ve şimdiden sahip olduğun o yerin ciddiyeti.
Belki hepsi sadece kafamdaydı ama bu benden kalan son izlerinin de silinmesiydi. Güneş batıyordu en sonunda ve kolamda çoktan o siyah çöp kutusunun içindeydi.

creen

-yoktu-ki

son defa olacakmış gibi geliyordu
sanki son kezdi
ilk defa olduğu gibi
aynı şeyi isterken, içimiz farklıydı
bulduğun nedenler saçmaydı
senin için ben, ben değildim
sevginin önüne geçenler varmış, olmamıştı
üstün gelmiş, engellemiş
beni kendin gibi sandın
aynı olsakta olan olmuş, geçmiş geçmişti
uzatmaya değermiş gibi
dün gördüm, komikti aslında, oynaman
insanların içinde kendi kendine "önemli kişi" rolün
evet belki hala aynıydın. dışardan
ama benim içimde değildin (çok ta umrumdada değildi) bitmişti(n)
zor da olsa, ölüme değmezdin
hayatıma da değmeyeceğin gibi

creen

Hakkımda